2012-11-30 15:00:00
Burdayım işte, yıkık bir kentin ortasında…
Soğuk bir sonbahar sabahına soluksuz akıyor bir çocuğun düşleri,
Birisinin ay ışığına sessiz gülücükleri…
Burdayım işte, kentimin ortasında.
Kaldırımlarda tartı sahibi çocuklar, mendil satmaya çalışanlar
Yanmayan trafik ışıklarında biriken araçlar,
Görünmeyen trafik polisleri, gezmeyen zabıtalar!
Her üç dükkandan birinin önünde gürültüyle çalışan jeneratörler
Elektrikler kesik!
Burdayım işte, kentimin tam ortasında
Çarşının tam ortasında yolcu indirip bindiren halk otobüsleri,
Biriken onlarca aracın korna sesi,
Dönüşü yasak kavşaklarda dönen araçlar…
Bitmeyen TOKİ’ler, akmayan sular, çukurlu yollar…
Yamulmuş, yıkımı yarım kalmış binalar…
Ve enkaz… Neredeyse her yerde enkaz.
80 kişilik sınıflar, onları susturmaya çalışan öğretmenler,
Resmi dairelerde yetkililere bağıranlar ama çözüm bulamayanlar!
Buradayım, bu koca şehrin tam ortasında.
Burdayım, adım Van, Sevdalı Van, Dirençli Van
Bu kentim, adım çawén roje
7.2 ne ki? Beni yetkililerin sarsıntıları bile yıkmadı, yıkamadı!
Hey koca şehir, nerede sahiplerin?
Yıkık duvarlara oturmuş kadın ağıtları yankılanıyor,
Erek Dağı nın enkaz tüten eteklerinden.
Kentim yaralı, hep yaralı
Cesur bakışlı nice şahlar barındı toprağında bu kentin,
Elleri tetiklere alışmış nice sistem bozuntuları!
Nice ölümler yaşadık gecelerin en suratsız sıcaklığında.
Oysa bu kent tarihti, taa ilk sayfalardan
Bu kent isyandı, Mezopotamya deryasında.
Bu kent zafer çığlığıydı, gençlik marşlarında.
Buruk bir yaz akşamıydı dağların güneşe küstüğü,
İnsanların emek kokan ellerini alevlerin sardığı.
Yine de gülücükler kopardı aşkın bedeninden bu kent, yine gülücükler…
Burdayım işte, yitik manzaralı bir kentin ortasında
Ne ağaçlar kalmış kuşların üstüne konacağı
Ne de çocukların oynayacağı çimenler
Simsiyah bulutlar kaplamış gök yüzünü, ateşler yana yana
Binalar yıkıla yıkıla…
Burdayım işte
Sıkılmış bir yumruğun ortasında
Buzlu çadırlar yaşam köşkleri olmuş bu kentte
Gözbebekleri şişmiş insanların, ağlamaktan
Şimdi yitik bir kent burası
Burdayım işte
Kül yığınlarına konmuş kuşların sesleri garipçe yankılanıyor
Harabe evlerin duvarlarından
Burdayım işte
Kollarım kırık, kalbim yaralı
Enkaz uğultularına çığlıklarım karışıyor
Yüreğim buruk, göğüm yaralı
Burdayım işte
Ciğerlerime işliyor yükselen dumanlar
Sesim yalnız, çığlıklarım yalnız, yapayalnız
Bu kentin insanları yapayalnız!
Kuru bir dal oluyorum ben de
Titrek bir acıyla düşüyorum koynuna toprağımın
Burdayım işte, adım Van, şanım Van
Buradayım, yüzyıllardır buradayım.
Masmavi bir gök oluyorum
Şiir oluyorum, şarkı oluyorum, ıslık oluyorum
Çığlık oluyorum, çığlık olmak istiyorum
Bütün insanlara sesleniyorum, benim mavi çığlığımı duyun!