Geçtiğimiz günlerde Van’ın İpe...
MEKTEBİM

İpekyolu Belediyesi Uyardı: DSİ Dinlemedi, sonuç ‘felaket’ oldu!

Geçtiğimiz günlerde Van’ın İpekyolu, Saray ve Özalp ilçelerini vuran sel felaketleri; sadece evleri, tarlaları, yolları değil, kurumlar arası koordinasyonsuzluğu ve kayyum yönetiminin yarattığı tüm olumsuzlukları bir kez daha gözler önüne serdi.

Abone Ol

2025-08-12 18:24:19 | Son Güncelleme : 2025-08-14 21:58:04

İpekyolu Belediyesi Uyardı: DSİ Dinlemedi, sonuç ‘felaket’ oldu!

Kayyum olarak belediyeyi yönetmeye çalışan vali; belli ki vali olduğunu unutmuş olacak ki, kendisine bağlı diğer kurumları da unutuvermiş. Valilik görevini bir kenara bırakıp tüm enerjisini belediyeden işçi çıkarmaya yöneltince, halka hizmet üretmesi gereken kamu kurumları adeta dingonun ahırına döndü.

Kayyum yönetimi, sadece belediye işleyişini değil, bir il veya ilçede bulunan tüm kamu kurumlarının hizmetlerini de aksatıyor. Çünkü kayyum gelince, vali ve kaymakam koltukları bir nevi “boş bırakılmış” oluyor. Vali, tüm gününü belediyede kayyum olarak geçirince; olan halka oluyor: Çarşamba’yı sel alıyor!

İpekyolu Belediyesi ise bu felaketin yaşanacağını neredeyse günü gününe öngörerek, tam bir ay önce Devlet Su İşleri’ne (DSİ) resmi bir yazı gönderiyor. Yazıda; ilçedeki dere ve kanal yataklarında taşkın riski bulunduğu, çevre sağlığını tehdit eden durumların tespit edildiği ve ivedilikle temizlik ve ıslah çalışmalarına başlanması gerektiği bildiriliyor.

Bu sadece bir uyarı değil; doğrudan görev hatırlatması. DSİ’nin kuruluş yasası açık: Akarsu yataklarının düzenlenmesi, taşkın zararlarının azaltılması ve benzeri altyapı çalışmaları, kurumun asli görevlerinden. Kısacası, DSİ suyu yönetmekle görevli, ama bu kez musluğu tamamen kapamış!

Peki, ne oldu? Hiçbir şey. İpekyolu Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nden gelen yazıya cevap verme gereği bile duymadı.

Sonuç da bildiğimiz gibi: Maddi yıkım, manevi çöküş, mağdur yurttaşlar…

Artık her felaketten sonra “Önlem alınmalıydı!” demek klişe oldu. Çünkü önlem çağrıları zaten yapılmış, belgelenmiş ama görmezden gelinmiş.

Asıl mesele şu:
İpekyolu Belediyesi, DSİ’ye net ve açık bir başvuru yapmış. Görev tanımı hatırlatılmış, çağrı yapılmış. Fakat DSİ bu çağrıyı ya ciddiye almadı ya da Sümen altı etti.

Evet, kayyum yönetimi altında “suya sabuna dokunmak” istemeyen bir DSİ’den daha fazlası beklenemezdi zaten. DSİ’nin yapmayacağı iş bu kadar olur!

Ülkenin batısındaki orman yangınlarının nedeni neyse, Van’da gelen sel taşkınlarının sebebi de odur… İhmal, sorumsuzluk ve liyakatsiz yöneticiler!

Şunu biliyoruz: Bir şey değişmeyecek.

Ama yine de yazalım, söyleyelim, tarihe not düşelim:

Bu topraklarda her sel, her yangın, her çöküş; sadece doğanın değil, aynı zamanda ihmalin ve sorumsuzluğun sonucudur.

Ve devlet kurumları…
Artık ya liyakatsiz ellere teslim, ya da “Dilekçelerden Sorumlu En Az Yetkili Müdür Yardımcısı Vekili” gibi karar alma ehliyetinden uzak kadrolara kaldı.

Vaktiyle Özalp/Mollatopuz köylüleri, Bakan Ali Topuz’un karşısına çıkmışlar, devasa bir pankart açmışlar:
“Sayın Bakan Ali Topuz, Yolsuz, Susuz Mollatopuz” diye…
Bakan Ali Topuz da gülümsemiş, yanındaki yetkililere “Bu konuyla ilgilenin” demiş. Bakan Topuz’a güvenen köylüler ertesi gün cesaret ve özgüvenle DSİ’ye gitmişler; Dilekçelerden Sorumlu En Az Yetkili Müdür Yardımcısı Vekilinin karşısına çıkmışlar:;
“Suyumuz yok, su istiyoruz,” demişler.
En Az Yetkili Müdür Yardımcısı Vekili demiş ki:

“Önce susuz olduğunuzu ispatlayın. Kuraklık raporu, susuzluk belgesi ve iki şahit getirin…”

Aradan 50 yıl geçti ama Mollatopuz hâlâ susuz!

DSİ’nin bu coğrafyadaki hikâyesi bu kadar.

SERHATNEWS

  • Etiketler : SEL
  • YORUM YAP
    Yorumlar (0)

    Bu habere ilk yorum yapan sen ol.

    ÖNERİLENLER