2016-01-12 15:00:00
1 Kasım’dan bu yana Türkiye’de hiçbir gün huzurlu geçmedi. Her günümüz gözyaşı, ölüm ve korku ile geçiyor.
Bu secim Türkiye’ye kâbus oldu. Herkes bir telden çalıyor ve kimse kimseyi umursamıyor. Ne iktidar muhalefeti umursuyor nede muhalefet iktidarı umursuyor.
Sıkıntılı, acılı, mutsuz… Günler her gün artıyor. Bir yandan şehide ağlayan anne, bir yanda acılar içinde kaybedenlerine ağlayan anne hep aynı hüznü taşıyan gözyaşlarıyla dertlerine çare arayan zavallı anneler.
Bu durum kimin umurunda ki bir anne ağlıyor bir anne evsiz kalmış veya bir çocuk eğitimsiz, annesiz, babasız ve evsiz kalması kimin umurunda. Hele Oylarımızla mecliste olanların hiç umurunda değil.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde bas bas bağırıp ülkeye huzur, barış, istihdam, düzen getireceğiz diyenler. Şimdi ülkeyi Suriyeleştiriyorlar. Nusaybin, Dargeçit, Silopi, Cizre, Sur ve son olarak Van’da öz yönetim isteyenler ve öz yönetim istemeyenler arasında çok çetin çatışmalar oluyor. Olaylar yavaş yavaş büyüyor son olarak Van’da çıkan çatışmada öldürülen bir polis ve 12 PKK’lı durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Burada olan olaylar geçim derdine düşen halkı perişan ediyor. Evlerini bırakıp gidenler, okula gidemeyen çocuklar, gözyaşlı anneler ve korku içinde barış diye haykıranlar bu olaylarda maalesef en çok yara alanlardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ise bu olayları savaş dışında durduracak başka yol yok gibi görünüyor. Çünkü meclisteki sözde vekililer bu duruma uzak kalmak ve etkisiz kalmak istiyorlar. Her gün ağlayan polis, asker annelerini ve haberi olmadan çatışmada çocuğu ölen annenin gözyaşlarını görmek istemiyorlar.
Bir parti öz yönetim, diğer parti ise başkanlık için odaklanmış. Bu huzursuz ortamda amaçlarına nasıl ulaşacaklar. Halk perişan durumda, meclistekiler ise gizli kapılar ardında planlar yapıyor. Öz yönetim ve başkanlık diye…
Ey vekiller nerede sözleriniz, bu mu barışınız, bu mu millet sevginiz? İki aydır Güneydoğu savaş halinde neredesiniz sesiniz çıkmıyor. Biriniz çıksın bir taviz versin ve bu barış sağlansın çözüm yakınken zorlaştırmayınız. Milleti seven bunu yapar çünkü gidişat hiç iyiye gitmiyor. Olaylar her yere sıçramaya başladı. Olaylar hazır küresel iken globallaşmadan durdurun. Aksi halde bu sorumsuzluğun altında kalkmasanız gelecek seçimlerde çok yara alırsınız.
Hendeğe dur demeyi, savaşa hayır demeyi, kardeşliğe evet demeyi, çözüme ve diyaloğa evet demeyi, birlikte yaşamaya evet demeyi bilmelisiniz. Çıkan bu olaylar hep sizin bu sonucu düşünmeden konuşmalarınız yüzünde oluyor. Artık mecliste aldığınız oyların hakkını veriniz.
Daha kaç kişi ölsün kaç annenin yüreği yansın ve kaç kişi yanlış siyaset yüzünde ölsün millet size güvendi seçimde meclise dört parti gönderdi. Dört parti sizler ne yaptınız milletin huzuru için veya ne yapacaksınız millet sizin bu bilinmeyen siyasetiniz yüzünde perişan halde. Her şey sizin elinizde barışta, savaşta…
