Seçimler yaklaştıkça, renkler netleşiyor.

            Kimin ne düşündüğü, nasıl hareket edeceği tek tek belli oluyor.

Hiç kuşku yok ki bu seçimler, ülke için olduğu kadar, birey olarak herkesin de demokrasi sınavıdır. kimin demokrasiye neler katabileceğini ölçen bir sınavdır. bu bakımdan vicdanların konuşacağı bir sınav

Ve yine hiç kuşku yok ki, seçim HDP ekseninde dönecek. Bütün planlar ve hesaplar HDP ekseninde yapılacak. Bu yüzden seçimde en dikkat çeken parti HDP olacaktır.

Ülke genelinde HDP’ye çok ciddi bir sempati var. parti ideolojiyle hiç ilişkisi olmayan insanlar bile HDP adına çalışmaya başladı. Çünkü insanların anladığı ve herkesin mutlaka birgün anlayacağı bir gerçeklik var: Bu ülkeye gerçek demokrasi HDP’nin zaferiyle gelecek. Bu ülkede gerçek demokrasiyi isteyen herkesin, bu gerçekliği bilerek düşünmesi ve hareket etmesi gerekir.

Denilebilir ki HDP’nin zaferi, gerçek demokrasinin zaferidir.

Yine bilinmelidir ki HDP’nin seçimde izleyeceği yol ve geliştireceği taktikler, deyim yerindeyse Türkiye’nin geleceğinin inşasıdır.

            Peki HDP seçimlerde nasıl bir yol izleyecek, hangi stratejilerle seçime girecektir?

            Öncelikle hatırlamakta fayda var. HDP özü, Türkiye politikasına yeni bir enerji, yeni bir kan kazandırmaktır. Dolayısıyla HDP, Türkiye’yi tam demokrasiye taşıyabilecek en etkin bir güç olmak zorundadır.

            Ayrıca HDP, Kürt siyaseti açısından da yeni bir imaj ve yeni bir çığlık misyonu taşımaktadır. Kürt siyasetinde çürümüş siyasi anlayışları, geleneksel siyasi örgütlenmeleri değiştirecek bir partidir. HDP, Kürt siyasetindeki yanlış örgütlenmeleri, aşiretçi zihniyete dayalı gruplaşmaları, torpilleşmeyi, adam kayırmacılığı, ahbaplığı kökten bitirmeyi planlayan bir partidir. Yoksulla zengini, kadınla erkeği, farklı kültürel kimlikleri, farklı anlayışları demokratik zeminde özgürleştirmeyi ve eşitlemeyi hedefleyen bir partidir.

            Bu bakımdan HDP’nin seçim başarısı, yeni Kürt siyasi anlayışının ve Türkiye demokrasi hareketinin uzun yıllar sürecek zeminini oluşturacaktır.

            Bu ülkedeki herkesin buna ihtiyacı var. Dahası, Türkiye’yi mevcut tıkanmışlıktan kurtarabilecek tek alternatif budur. O halde bu seçimlerde HDP’ye sahip çıkmak, Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmaktır. Eşitliğe, özgürlüğe, adalete sahip çıkmaktır. Bunun bilincinde olanlar bunu geliştirmeli, bilincinde olmayanları etkileyebilmelidir.

            HDP, seçimlerden sonraki misyonuyla ağır sorumluluklar alacaktır. Abdullah Öcalan’ı da kapsayan genel aftan anadilde eğitime kadar, silahsızlanmadan gerillanın sosyal hayat koşullarını düzenlemeye kadar, demokratik özerklikten yerel yönetimlerin güçlendirilmesine kadar çok ağır ve önemli sorumluluklar alacaktır. Bu yüzden biz demokrasi aşıkları, HDP’nin gücüne güç katabilecek adımlar atmak zorundayız. Bundan böyle atacağımız her adım, gerçek demokrasi sınavının adımıdır.

            HDP, aynı zamanda seçimlerden sonra, dünyadaki bütün Kürtler’i bir arada tutma mücadelesi verecektir. Özellikle IŞİD barbarlarının saldırısından sonra, belki de Kürtler’in en çok ihtiyaç duyduğu şey, bir arada olabilmektir. bunu HDP sağlamak zorundadır.

            Bununla birlikte, özellikle belediyesini almış olduğu kentlerde ekonomik ve refah düzeyi arttırma mücadelesi verecektir. Ekonomik kalkınmadan tutun da ekolojik dengeyi sağlamaya kadar, çok geniş bir perspektifte mücadele sürdürmek zorundadır.

            Rojava ve Güney Kürdistan’nın özgürleşmesi ve bağımsızlaşması konularında çok önemli çalışmalar yapacaktır. İran Kürdistanı’nın demokratikleşmesi ve özgürleşmesi için ilk kıvılcımları başlatacaktır.

            Peki bütün bu çalışmalar için süreç nasıl işleyecek, HDP seçime hangi koşullarda girecektir? Hangi taktikleri geliştirmek zorundadır?

            HDP, Türkiye halkları arasında çok ciddi bir sempati kazandı. Bu sempatiyi değerlendirmek zorundadır. Radikal solculardan, ulusalcılara kadar; AKP’ye yakın aşiret reislerinden, sosyal demokratlara kadar uzanan bir yol izlemek zorundadır.

            İkincisi, yeni kazanımlar için ilk adımların atılması yeterli değildir. Partiye kazandırılan insanlar da yeni kazanımlar sağlamalıdır. Bunu da tutturmanın yolu, kazanılan insanlara olumlu ve doğru yaklaşımdan geçer. Dışlayıcı, sorgulayıcı, yargılayıcı bir üslup yerine, daha içten ve etkili bir üslup kullanmak, bu dönemde her Kürdün görevidir.

 

            Yine seçim kampanyalarında, yurtseverlik değerlerine layık bir tutum sergilemek en temel görevlerimiz arasında bulunmalıdır. Kirli politik tavırlardan, itici tutumlardan, birbirimizi karalayıcı davranışlardan tamamen arınmak zorundayız.    

 

           

            HDP, farklı kesimlerden ve anlayışlardan adaylar gösterecek. Sadece Kürtler’i değil, bu ülkedeki bütün halkları ve anlayışları temsil edebilecek adaylar belirleyecek. İnsanlara liderlik edebilecek, demokratikleşme çabasını akademik düzeyde gösterebilecek, farklı kesimleri ikna edebilecek adaylar gösterecek.

            Bu vasıfları taşımayanların, seçilmeleri konusunda ısrarcı davranmamaları çok önemlidir.

 

            Yine aday gösterilmeyecek aday adaylarının küskünlük, dargınlık gibi ucuz ve yıpratıcı davranışlardan kaçınmaları gerekir.  

            Unutmamamız gereken en önemli şeyler…

            Cezaevlerinde 10 bini aşkın siyasi tutsağın gözü bu seçimlerde…

            Dağlardaki binlerce gerillanın gözü bu seçimlerde…

            Eşitlik, adalet ve özgürlük için hayatını ortaya koymuş binlerce insanın gözü bu seçimlerde…

            Marmara ve Van depremlerinde hala yaraları sarılmamış olan binlerce insanın gözü bu seçimlerde…  

            Soma’da katledilen işçilerin ailelerinin gözü bu seçimlerde…

            Sokaklarda katledilen yüzlerce masum ve savunmasız çocukların ailelerinin gözü bu seçimlerde…

            Roboskili ailelerin gözü bu seçimlerde…

            Cumartesi annelerinin gözü bu seçimlerde…

            Berkin’in, İbrahim’in ve onlar gibi katledilen onlarca insanımızın ailelerinin gözü bu seçimlerde…

            Kadınların gözü bu seçimlerde…

            Öğrencilerin gözü bu seçimlerde…

            Emeklilerin ve emekçilerin gözü bu seçimlerde…

            Atanamayan öğretmenlerin gözü bu seçimlerde…

            Yoksulluk sınırında yaşayan onbinlerce insanın gözü, asgari ücrete terk edilen onbinlerce ailenin gözü bu seçimlerde…

            Katledilen doğanın, yok edilen tarihi mirasın gözü bu seçimlerde…

            Bu ülkenin binlerce demokrasi şehidinin gözü bu seçimlerde…

            Toprağın, göğün, denizlerin, dağların gözü bu seçimlerde…

            Yüzyıllardır barışa ve özgürlüğe hasret bu ülkenin gözü bu seçimlerde…

            Hepsi kucağını açmış, seçimle gelecek olan demokrasinin yolunu gözler.

            Bu ülkeye ve bu ülkenin değerlerine minnet borcu olan herkese sesleniyorum, senin de gözün bu seçimlerde, oyun Halkların  Demokratik Partisi’nde olsun!