Yazarlar

MEBİT

DÜNYANIN KATLİAM ORTAĞI: IŞİD

DÜNYANIN KATLİAM ORTAĞI: IŞİD

Abone Ol

2014-06-23 15:00:00

NEDİR, NASIL-NE ZAMAN-NEREDE KURULDU, NE İSTİYOR?

 

            IŞİD’in yaptıkları karşısında sessiz duran dünya insanı, insanlığını yitirmiştir.

            Yıllardır katliamlar yapıyor ve aylardır bu katliamlarını belgeliyor. Hiçbir kural, anlaşma, sözleşme, ahlak, vicdan dinlemeden binlerce insanı katlediyor. Katlettikleri insanların kafalarını koparıp, bu kafalarla top oynuyor. Kendi adice kurallarını ortaya koyup, sözüm ona cihat ilan ediyor ve  masum-savunmasız insanlara tecavüzün fetvasını veriyor.

            İnsanlar susuyor…

            Bütün dünya suskunluğuyla destek veriyor.

            Peki kimdir bunlar, nereden gelmişlerdir, ne istiyorlar, ne zaman ortaya çıktılar?

            IŞİD, 2004 Yılında, “Tevhid ve Cihat” adıyla, Irak’ta kuruldu. Kurucusu Ebu Musa Zerkavi’dir.

            Bilindiği gibi Saddam sistemi, 9 Nisan 2003 tarihinde sona erdi. Bu sistemin bitmesiyle, ABD başta olmak üzere, batılı sömürgeci güçler, Irak’ı yönetmeye başladılar. IŞİD’in kurulması, işte böyle bir döneme denk geliyor. Yani bir bakıma, sömürgeci güçlerin eliyle kurulmuş bir terör örgütüdür. Tıpkı Hizbullah, El Kaide gibi…

            IŞİD, kurulduktan sonra El Kaide’ye katıldı. Ardından adını Irak İslam Devleti olarak değiştirdi. Suriye’de iç savaş başladıktan sonra, eylem alanını genişletti ve Filistin ile Ürdün’de de eylem yapmaya başladı. Sonra da adını IŞİD olarak değiştirdi.

            Amacı, Ortadoğu’da bir şeriat devleti kurmaktır!

            Batılı sömürgeci güçler, Arap Baharı döneminde bu örgütü direk olarak destekledi. Özellikle Libya işgalinde, batı eliyle Libya’ya savaşçı taşıdı.

            Adını İslami bir temelde duyurduğu için, Türkiye tarafından destek gördü. Belki Türkiye bu örgüte direkt destek vermedi ama barınma, siyasi faaliyet, propaganda, batıyla iletişim konularında Türkiye örgüte hiçbir yaptırım uygulamadı.

            Örgüt militanları, Kaddafi’nin devrilmesini, kendi başarıları olarak gösterdiler ve yüksek bir motivasyon kazandılar.

            Suriye iç savaşında, Türkiye ve batı devletleri, örgütün bütün eylemlerine göz yumdu. Libya’daki silahlarını ve militanlarını Suriye’ye getirdi. Türkiye üzerinden, hatta Türkiye ile ticari ilişkiler geliştirdiler.

            Büyük devletlerin destekleriyle de örgüte yeni katılımlar oldu, yeni silahlar aldılar. Suriye’de işgal edilen yerlere IŞİD militanları yerleştirildi. Böylece örgüt büyümeye başladı.

            Ancak Esad güçleri karşısında uzun süre tutunamadılar. Batı, onları Türkiye’ye sürdü. Rakka’yı ele geçirip oradan faaliyetlerini sürdürmeye çalıştılar. Buradan Rojava’ya saldırdılar.

            Rojava’ya saldırınca, Türkiye örgüte desteğini arttırdı. Türkiye, örgütün her türlü silah, tıbbi malzeme temin etmesinde, örgütün  destekçisi oldu. Örgüt Kilis, Antep, Ceylanpınar ve Hatay’da toplantılar düzenledi. Yaralılarını buralarda rahatlıkla tedavi ettirebildiler. Buradan istedikleri gibi barınabildiler. İrtibat büroları kurup, başka yerlerden Rojava’ya militanların geçişleri sağlandı.

            Hatta Ceylanpınar belediye başkanının, IŞİD militanlarıyla resimleri ortaya çıktı.

            Böylece Türkiye, örgüte en büyük desteği veren ülke oldu. Denilebilir ki örgüt, Türkiye sayesinde tutundu ve büyüdü.

            Arap Baharı palavrasıyla rezil konumuna düşen Körfez Ülkeleri, bu örgütün militanlarını “kahraman” olarak görmeye başladılar.

            Türkiye’den de bazı zavallılar, örneğin bazı köşe yazarları, örgütün militanlarına “devrimci” bile dedi.

            Ama gelin görün ki, bu zavallıların mantığıyla hareket eden Türkiye, dış politikasında resmen esir oldu. Örgüte neredeyse “terör örgütü” bile diyemiyor.

            Peki ne olacak?

            Söyleyeyim…

            Dış güçler her şeyi hesaplamışlar, kimse merak etmesin.

            Şii – Sunni savaşı başlatılacak ve bu savaşta İran taraf haline getirilecek.

Maliki devrilecek ve yerine IŞİD yanlısı biri getirilecek.

Bunlar dış güçlerin hesapları. Bir de tabi olması zorunlu olan gelişmeler olacak. Bu gelişmeler de şunlar:

Suriye Kürdistan’ı kurulacak ve Irak Kürdistan’ı bağımsızlaşacak.

…Ve Türkiye…

Türkiye’deyse cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yarı başkanlık sistemi getirilecek. Yarı başkanlık sistemiyle birlikte, “Kısmi Özerklik” modeli getirilecek.

 

  • Etiketler :
  • Van Haber