Yazarlar

MEBİT

Tanrı İstemezse Yaprak Düşmezmiş

Tanrı İstemezse Yaprak Düşmezmiş

Abone Ol

2013-03-05 15:00:00

 1986 Yılıydı. Bir konser için Van’a gelecekti Müslüm Gürses. 

Çarşının muhtelif yerlerine, onun kağıttan posterleri asılmış ‘‘Canım dediklerim canımı aldı ’’ şarkısını konser ilanıyla birlikte fotoğraflarına yazmışlardı. 
 
 
 
Etrafımdaki benden yaşça büyük olan onu seven tanıdıklarım, tatlı bir heyecan içinde sabırsızlıkla bu konseri bekliyorlardı. 
 
 
 
O zamanlar çokta anlam verememiştim bu sevgiye. Fakat çok geçmeden delikanlılık çağlarımızla beraber çevremdeki birçok akranımla birlikte, onun en sadık dinleyicisi oluvermiştik bizlerde.
 
 
 
 Hiç unutmam, hastane caddesindeki bir sokakta, bir kahvehanenin ismi bile ‘‘ Müslüm Baba Çayevi’’ idi.
 
 
 
Bu mekan, şimdiki internetteki fan kulüplerin yerini alacak şekilde onu dinleyenlerin bir araya geldiği, filmlerinin izlendiği, şarkılarının dinlendiği dernek gibi bir vazife görürdü o yıllarda. 
 
 
Tam da o zamanlar, İstanbul Gülhane Parkında, her yıl düzenlenen halk konserlerinin birini de Müslüm Gürses düzenlemiş ve seksen bin kişiye konser vererek rekor kırmıştı.
 
 
 
Gerçektende hiçbir sanatçıya nasip olmayacak şekilde ve sıra dışı bir biçimde sevilirdi Müslüm Gürses. Dünyada eşi benzeri olmayan bu sevgi gösterisinde, hayranlarıyla kurduğu bu özel bağı, şarkılara kattığı üstün anlatım tarzının yanında ağırbaşlı ve alçakgönüllü tavırlarının da çok etkisi olmuştur.
 
 
 
Müslüm Gürses, seslendirdiği şarkılara inandırıcılık katan melankolik bir ses tonuna sahipti. Ve şarkıyı en doğru notada, kusursuz seslendiren, asla detone olmayan bir solistti. Yıpranmış bedenine, yorulmuş gırtlağına rağmen el attığı her müzik türünden alnının akıyla çıkmayı başaran belki de tek sanatçıydı.
 
 
 
Başka şarkıcılardan dinlemeye alıştığımız eserler, onun kendine has tarzıyla farklı bir hale dönüşürdü. Adeta şarkının tapusunu üstüne alırdı. 
 
 
Bu yeteneğiyle, artık ezberleyip rafa kaldırdığımız şarkıları, yeniden ruhumuzun ta orta yerine koyardı ya da hiç yüz vermediğimiz şarkıları o söyleyince vazgeçilmezler listesine alırdık. Nice icracıyı cebinden çıkaracak olağanüstü yorum yeteneği ve ses aralığına sahipti. 
 
 
 
Bazı müzik erbaplarının ‘‘bir şarkının başına gelecek en güzel şey, onu Müslüm Gürses in okumasıdır’’ diyerek özetlediği bu ses rengini, toplum öyle benimsemişti ki, pop star yarışmalarında bile kimin sesi Baba ya benzerse, tartışmasız o adayı birinci seçerdi. Onun ses rengine benzeyen yeni bir sanatçı çıktığında, kasetleri satış rekoru kırardı. Hatta onun seslendirdiği reklam filmleri bile ses getirirdi. 
 
 
 
Allah vergisi sesi ve o ‘‘kale gibi samimiyeti’’ ile kazandığı bu müstesna yerini yıllarca korumasını bildi. Arabesk müzik hakkındaki ezberleri bozdu, kendi hakkındaki tüm tabuları yıktı, bu ülkede bir Müslüm Gürses felsefesi yarattı. En dipten başlayan hayatı en zirvede sona erdi.
 
 
 
Hiçbir sanatçıya kıskançlık göstermemiş, en ufak bir sitem, kötü söz söylememiş ve bu alçakgönüllü haliyle tüm Türkiye’nin gönlünde taht kurmuştur. Müzik aleminde şarkılarına kattığı eşsiz yorumu ve hakkıyla icra ettiği sanatı ile yer tutmuş, bileğinin hakkıyla ‘‘Baba’’ lakabını almıştır. 
 
 
 
Gerçek anlamda biyolojik bir evladı yoktu bu hayatta ama ona baba diyen milyonlarca evladı vardı bu ülkede. Kemale ermiş insanlara özgü edep ve ağırbaşlı halini hiç elden bırakmazdı. Milyonlarca hayranı olan, yüzlerce albümü, onlarca fan kulübü, her konserinde izdiham çıkan, milyonlar satan albümlere sahip birisi olarak oldukça mütevaziydi. 
 
 
 
 
Müslüm Gürses, okuduğu şarkıya ruhuyla yaklaşırdı. Sanıldığının aksine, ‘‘Tanrı İstemezse Yaprak Düşmezmiş diyen çok sağlam bir kader inancına sahip birisiydi. Zaten onu geniş kitlelerin sevmesini sağlayan da bu derin derviş edası halleriydi. Mazlumların, haksızlığa uğrayanların sesi olarak lanse edilmişse de toplumun entel kesimine de müziğini dinletmiş, ender bir sanat adamıydı. 
 
 
 
 
Son neslin, medyada gördüğü kadarıyla onun yavaş konuşan, şarkı sözlerini unutan veya senkronize olmadan canlı şarkı okumaya çalışan halleriyle pekte doğru tanıyamadığı Müslüm Gürses’in, bir daha yeri dolamayacak usta bir sanatçı olduğunu tarihe not etmek gerekir diye düşünüyorum.  
Ruhu şad olsun.. 
 
  • Etiketler :
  • Van Haber