2013-01-22 15:00:00
…Ve deprem dolayısıyla Vanlılar’a sunulan ücretsiz tek hizmet sona erdi!..
Konteynırlar boşaltılıyor. 20 Ocak 2013 tarihine kadar süre verilmişti ve bu süre doldu. Şimdi konteynırlarda kalan yüzlerce aile mağdur oldu.
Denilebilir ki bir yıldan fazladır bu hizmet sunuluyor. Yetmez mi? Evet bu doğru bir söylem. Ancak konteynırın boşaltılması konuşuluyorken, hatta boşaltılması kararlaştırılmışken, yerine bir şeyler koymak gerekmez mi? Hazırlıkların tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılmaz mı, bu insanların nerede kalacakları planlanmaz mı? Sanırım bunların hiçbiri yapılmadı ya da sağlıklı yapılmadı.
Zaten ilimizin en önemli sorunlarından biri, yanlış istihbarat. Birileri yetkililere yanlış bilgi veriyor ve yetkililer karar veriyor. Medya deseniz, son zamanlarda ülkenin duyarsız medyasına baya benzemeye başladı. Bir ilin sorunları karşısında bu kadar sessiz ve duyarsız kalan başka bir yerel medya yoktur.
Ya korkmayın, ilimizin sorunları yazmaktan, dile getirmekten korkmayın. Elimizde birkaç internet sitesi, birkaç yerel gazete kaldı, sorunları dile getiren. Bizler sorunları yazarken kimseye hakaret etmiyoruz, yanlış bir şey yapmıyoruz. Diş hastanesiyle ilgili sorunları yazdık, müfettişler orada inceleme yaptılar ve sorunlar kısmen giderildi. Araştırma hastanesi şimdi daha iyi durumda. Yani sorunlar dile getirildiğinde, eksikler tartışılabiliyor. Bundan neden çekiniyoruz, anlamak mümkün değil!
En basitinden, aylardır ilimizdeki özel hastaneler acil servislerinde hastalardan yasal olmayan bir ücret alıyorlar. Bu ücret ile ilgili en küçük bir açıklama yapılmadı, yapılmıyor. Biz dile getirdik. Ama yerel medyamızdan bir Allah’ın kulu “ya bu neyin nesidir” deyip bir küçük haber yapma zahmetinde bulunmuyor.
Konteynırlarda da durum bu.
Vali yardımcısı açıklama yaptı. Bu konteynırlarda çalışan karı kocalar varmış, elektrik faturaları ödememek için evlerine taşınmıyorlarmış. E doğru. Ama oralarda kalan bütün aileler bu şekilde mi? Kocaman bir hayır.
Eğer yoksulun, muhtacın, imkanı olmayanın sorunları konuşulurken, bu tür ailelerin durumları baz alınacaksa, en başına dönmemiz lazım. Çadırlar dağıtılırken, bazı aileler 10 tane çadır alıyordu, bazı ailelerin çocukları soğuktan donuyordu. Bazı ailelere araba dolusu gıda yardımı giderken, bazıları açlıktan can çekişiyordu.
Geldik konteynırlara…
En başından imkanları bol olan, maddi durumu çok iyi olan ailelere konteynırlar dağıtıldı. Torpilli olan aileler ya da kişiler, ihtiyaçtan fazlasını aldı. Şimdi bazıları çıkıp diyecek ki bu yalan. Hiç de yalan değil. Ben yırtındım ama konteynır alamadım. Ama yakın arkadaşlarımdan birine tam üç tane çıktı. İsteyen istediği zaman gelip araştırmasını yapalım.
Bu birinci yanlıştı.
İkincisi…İl dışına giden onlarca aileye konteynır verildi. Bu aileler konteynırlarını kilitleyip il dışına gittiler. Ama dışarıda kalan yüzlerce aile vardı.
Üçüncüsü…Bazılarına birden fazla konteynır çıktı dedik ya, bazı sahipleri artanları kiraya verdiler. Bu da bilinen bir durum.
E arta kalanlar ise halka dağıtıldı. Artık kaç kişi yararlanabildiyse…
Şimdi ne oldu. İlk üç durumda olanların durumları iyi. Onlar rahatlıkla çıkabilirler. Ama geri kalanlar…Onlar nereye gidecekler ve ne yapacaklar? TOKİ’lere mi taşınsınlar? Isısı yarım yamalak olan, suları günün belli saatlerinde akan, elektrikleri sık sık kesilen (gerçi bu elektrik bütün şehirde böyle de neyse!), kapıcı parası alınan, kalorifer parası alınan, taşıma araçlarının gitmediği, okulların bulunmadığı TOKİ’lere mi? Diyelim ki bu saydığım sorunlar yok ve aileler taşındılar. Peki 12-13 nüfusluk aileler orada nasıl barınabilirler?
Öte yandan, belediye imar planı çıkmadı. Hiç kimseye kendi evini ya da binasını yapma izni verilmiyor.
Bir öte yan daha…Kiralar yeni yeni biraz düze inmişti. Şimdi konteynırlardan çıkanlar, nerede kaç parayla kiralık ev bulabilecekler? Kiralar tekrar fırlayacak.
Bütün bunların düşünülmesi lazım. Evet konteynırlarda gerçekten ihtiyacı olmayanlar da kalıyor. Ama ihtiyacı olanlar ve gerçekten de gidecek yerleri, imkanları olmayanlar, neden bunun günahını çeksin?