2012-07-12 15:00:00
Işıklar Dünya OffShore 225. Şampiyonasının 5. ve 6. ayağını oluşturan yarışları, Van Gölü’nde heyecanlı anlar yaşanmasına sebep olurken, her iki etabı da artık bir klasik haline gelen Kerem Tuncer – Alpay Akdilek ikilisi önde bitirdi. Geçtiğimiz yıllarda Stihl teknesiyle birincilikler kazanarak hafızalarımızda yer eden ikili, bu sefer ECI Cosmetics Men takımı olarak ipi göğüslediler.
Yıllardır atıl duran Van Gölü’nü şenlendiren, Edremit-Gebze Su Sporları Merkezi ve sonraki gün Erciş’te koşulan yarışlar, her sene olduğu gibi bu yılda oldukça çekişmeli geçti. Türkiye’nin yanı sıra; Amerika, İspanya, Portekiz ve İtalya gibi farklı ülkelerden ekiplerin bulunduğu 9 takımın mücadelesinin ardından, bir ilk yaşandı. İstanbul Offshore Kulübü tarafından Edremit-Gebze Su Sporları Merkezi nde bu yıl il kez, "Suyun Genç Yıldızları" sloganıyla, Formula Future Türkiye Şampiyonası için 8-18 yaş arası 40 genç arasında bir yarışma düzenledi. İlk kez düzenlenen bu yarışla, Ağustos ayında Çek Cumhuriyeti nin başkenti Prag da yapılacak olan Formula Future Dünya Şampiyonası nda, Vanlı gençler Türkiye yi temsil edecek.
Böylece, eskiden sadece büyüklüğüyle övündüğümüz Van Denizi, artık yeni yeni yetiştireceği şampiyon sporcularıyla da dünyaya nam salacak. Uluslararası bir şampiyonada yarışacak Vanlı sporcuların seçilmiş olduğu bu müsabaka, artık Van’da bir milat başlatmıştır. Kurulan su sporları merkezi bundan böyle; Suyun Genç Yıldızlarından, olimpiyat şampiyonları çıkartacak bir fabrikaya dönüşecektir diye umut veriyor bizlere.
Van’da hayatı normale döndürmeye büyük katkısı olan bu tip organizasyonlara çok fazla ihtiyaç var. 4 yıldır sorunsuz bir ev sahipliğiyle üstlenilen ve İstanbul Offshore kulübünün de kararlı tutumu sayesinde sürdürülen bu muhteşem organizasyon, 3 ulusal kanaldan canlı olarak yayınlanması yönüyle de fevkalade idi.
Deprem sonrası Van ve Erciş’te sosyal hayatı canlandıran, bu fedakârca girişime katkısı olan herkese sonsuz teşekkürler.
Lakin tüm bu güzellikler, aslında içerisinde acı bir ironi barındırıyordu. Uçakların ardı ardına iniş kalkış yaptığı, huzurlu bir tatil beldesini andıran görüntülerle yoğrulan, turkuaz renkli gölde dans eden hız canavarlarıyla, görsel bir şölene dönüşen bu yayınla, bir yandan canlı olarak tüm dünyaya, depremden çıkmış enkaz bir kentin yaralarının sarıldığı, yükselen yeni şehrin görüntüleri sunulurken, bir yandan da alt yazıda Van’da meydana gelen çatışma haberleri anı anına ekranlara yansıyordu. İçimizi karartan ölüm haberleriyle birlikte, heyecan dolu uluslar arası bu yarışın ekranda birleşmesi, bir Doğu gerçeğini maalesef yüzümüze çarpıyordu.
Kendi adıma bu durumdan çok yara aldığımı ve enerjimin tükenip, umudumun törpülendiğini hissediyorum. Oysa biz Vanlılar, yarınlardan umutlu olmak istiyoruz, artık bu kan, bu gözyaşları dursun istiyoruz. Bu şehrin acıdan zevk almaya değil, neşeden gülmeye ihtiyacı var. O güzelim coğrafyasıyla, bunu sonuna kadar hak ediyor çünkü.
