Son yıllarda başta Van Gölü ki...
MEBİT

Van’ın çevre sorunları ve çözümleri raporlaştırıldı

Son yıllarda başta Van Gölü kirliliği olmak üzere birçok kirlilik, sorun ve sıkıntısı ile gündeme gelen Van’ın bu anlamdaki tüm sorunları ortak bir toplantıda masaya yatırıldı. Van Çevre Derneği öncülüğünde, kentin birçok STK ve siyasi partisinin de dahil olduğu bir buluşmada bu anlamdaki sorunlar gündeme getirilirken başta Van Gölü Kirliliği’nin önlenmesi ve korunması gibi konulara dair çözüm önerileri sunuldu.

Abone Ol

2021-07-31 10:46:46 | Son Güncelleme : 2024-04-10 10:46:08

Van’ın çevre sorunları ve çözümleri raporlaştırıldı

Son yıllarda başta Van Gölü kirliliği olmak üzere birçok kirlilik, sorun ve sıkıntısı ile gündeme gelen Van’ın bu anlamdaki tüm sorunları ortak bir toplantıda masaya yatırıldı. Van Çevre Derneği öncülüğünde, kentin birçok STK ve siyasi partisinin de dahil olduğu bir buluşmada bu anlamdaki sorunlar gündeme getirilirken başta Van Gölü Kirliliği’nin önlenmesi ve korunması gibi konulara dair çözüm önerileri sunuldu.

2005 yılından bu yana kente, çevreye, doğaya ve bunun gibi birçok konuya eğilen ve bu anlamda çaba gösteren Van Çevre Derneği, kentten birçok paydaşın yer aldığı toplantı ile ‘Van’ınn çevre sorunları ve çözüm önerileri’ adlı etkinliği gerçekleştirdi. Başta Van Gölü’ünün kirliliği, korunması ve korunma kanunu ile koruma altına alınması ile ilgili çözümler olmak üzere diğer çevresel etmenleri tek tek gündeme alarak raporlaştıran Çev-Der gerçekleştirilen toplantıda uzun bir çalışmanın ürünü olan raporu kamuoyu ile paylaştı. Van Gölü Koruma Kanunun haklı talep olduğu açıklamasının yanında göl etrafındaki dolgular, gölün her gün on binlerce metreküp atık ile kirletilmesi, alt yapı eksikliği, HES’ler gibi birçok faktöre değinildi. Kamu kurum ve kuruluşlarına düşen sorumlulukların da hatırlatıldığı ve önemli sorunlarla ilgili çözümlerin paylaşıldığı raporda başlıklar halinde kenti ilgilendiren tüm konulara yer ayrıldı.

Çevre Tarihi Eserleri Koruma, Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEV-DER) tarafından ‘Çevre Sorunlarının Görüşülmesi ve Rapor Sunulması Toplantısı’ düzenlendi. Van Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası (Van SMMMO) toplantı salonunda düzenlenen toplantıya Van Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş, Van Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı M. Emin Tuğrul, siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşları, meslek odaları ve dernekler davet edildi. Toplantıda kentin çevre sorunları ele alınırken bir de kapsamlı rapor açıklandı. Toplantı da konuşan ÇEV-DER Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kalçık, dernek olarak sahada yürüttükleri çalışmalar ışığında geniş kapsamlı bir sorun tespiti ve çözüm önerili rapor hazırladıklarını aktardı.

MMO BAŞKANI ŞAHİN, “VAN GÖLÜ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ VAR”

Toplantıda açılış konuşması yapan Van Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası Başkanı İbrahim Şahin, “Van ÇEV-DER’in düzenlemiş olduğu çevre kirliliğinin ele alınacağı bu toplantının önemine değinmek istiyorum. Bugün bir pandemi ile karşı karşıya kalışımızın sebebinin çevre kirliliği olduğunu belirtmek istiyorum. İlimiz ile ilgili ciddi çevresel sıkıntılarımız var. Odalarımız buna zaman dikkat çekiyor fakat yeterli bilinç düzeyinde değiliz. Çevre konusunda mutlak şekilde bilinçlendirilmemiz gerekiyor. Maalesef Van Gölü Dünya denizi diyoruz, Dünya Gölü diyoruz bununla ilgili ciddi çalışmalarımız var, geçmişte de olmuştur. Bu amaca ulaşmak için bütün bileşenlerin bütün STK’LARIN Bütün odaların elini taşın altına koyması gerekmektedir. Van Gölü şu an da S.O.S veriyor. Bir arıtma tesisi yapıldı 2045 yılına hitap ediyor. Fakat öncesi bugüne kadar göl hep kirletilmiş şu an da gölün dibi çamur tutmuş ve bu çamurun mutlak suretle temizlenmesi gerekiyor.” Dedi.

ÇEV-DER BAŞKANI KALÇIK, “SORUNLARI TARTIŞMA KARARI ALDIK”

Daha sonra programda konuşan ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık ise şunları söyledi: ÇEVDER olarak gittiğimiz her yerde çevre sorunlarının olduğunu gördük. Bizde şöyle bir karar aldık; Van’da bulunan bütün STK, siyasi parti ve odalarla birlikte bu sorunları tartışma kararı aldık. Sorunlar neden çözülmüyor diye bütün partileri dolaştık. Herkes de bu sorunlar hakkında hem fikir ve çözüm konusunda da ellerinden ne geliyorsa yapacaklarını söyledi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de yangınların meydana gelmesi, ilimizde sel felaketlerinin olması çok ciddi sorunlar teşkil ediyor. Buda gelecek sorunların işaretidir. Çözüm bulunmaması halinde ileri de daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz.”

ÇEVDER VAN’IN SORUNLARINI RAPORLAŞTIRDI

Yılardır süregelen kuraklık sorununa da vurgu yapan Kalçık, “Bir yandan pandemi bir yandan da kuraklık sorunuyla karşı karşıya kalmış durumdayız. Böyle sorunların yaşadığı bu dünyada buna sessiz ve ilgisiz kalmamız doğru değildir. Herkesin kendine göre bir programı var. Ancak Çevre ve Ekolojik sorunu gibi bir programlarının da olması gerekiyor. Böyle sorunlar yaşanırken, ÇEVDER olarak bizde bir rapor hazırladık. En büyük sorun Van Denizi’dir. Tanıtımı yapılırken, yaşadığı sorunlara dikkat çekilmedi. Van Gölü Koruma Kanunu’nun çıkması kentteki herkesin ortak talebidir. Sadece bu sorun değil. Van’ın diğer sorunlar içinde aynı talepte bulunuyoruz ve bununla ilgili de kapsamlı bir rapor hazırladık.” Dedi.

VAN DENİZİ’NİN SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ

İlk olarak Van Denizi konusuna detaylı yer verilirken gölün öneminden sonra mevcut sorunlar hususuna değinildi. Van Denizi ile ilgili olarak raporda şu ifadelere yer verildi. “Coğrafik yapısı nedeniyle doğa harikası olan 1726 rakımındaki Van denizi, ilimiz ve bölgemiz için en büyük turizm getirisi ve istihdam kaynağıdır. 430 km sınırı olan ve her metresinde ayrı güzellik taşıyan bu değeri maalesef yeterince koruyamamaktayız. Kıyılar doldurularak kıyıların kullanımına engel olunmaktadır. Yine makam sahipleri, yetkilerini kullanarak veya yasayı ihlal ederek (3621 sayılı yasa) kıyıları kendilerinin ya da ailelerinin dinlenme ve eğlence alanı olarak kullanmaktadırlar. Yasaların moloz, tel, çit, duvar dahi çekilmeyeceğini söylemesine rağmen bu alanların keyfi kullanıldığı görülmektedir. İl sınırımız içinde bulunan Gevaş İn köyünde, Erciş'in Karatavuk köyüne olan sınırda insanların ve canlıların suya erişimi engellenmiştir. Kanun ile yasaklanmış olmasına rağmen yüksek duvarlar çekerek, tel çitler örülerek kıyılar işgal edilerek ve bazı resmi kurumlar giriş ücreti alarak işin boyutunu buraya kadar vardırmışlardır. Bazı kurumlar ise silahlı güçlerce koruma uygulaması yapmaktadırlar.

“VAN GÖLÜ’NE GÜNDE 54 BİN METREKÜP KANALİZASYON AKIYOR”

“Van denizi havzasında bulunan, Tuşba ilçesindeki arıtma tesisinin saniyede 1800 lt/sn, kanalizasyon arıtılmadan Van Gölüne akıtılmaktadır. Van Gölü havzasına günde 56 bin 400 ton metreküp kanalizasyon atığı akıtılmaktadır. Van Gölü havzasında iki il (Van, Bitlis) dokuz ilçe (Tuşba, Edermit, İpekyolu, Gevaş, Tatvan, Ahlat, Adilcevaz, Erciş, Muradiye) bulunmaktadır. Yerleşim yerlerinde kanalizasyonun olmaması, olanlarında yeterli biyolojik arıtma sistemine sahip olmaması veya çökertme sistemi ile arıtmama durumu olmasından kaynaklı kirliliğe neden olmaktadır. Van merkezinde yaklaşık 30 bin 240 metre küp, Erciş Belediyesinde 4bin 320 metreküp, Gevaş Belediyesinde bin 728 metreküp, Edremit Belediyesinde 2bin 160 metreküp, Çelebibağı Belediyesinde 3 bin 24 metreküp, Tatvan Belediyesinde 10 bin 800 metreküp, Ahlat Belediyesinde 864 metreküp, Adilcevaz Belediyesinde 2 bin 500 metreküp Van gölüne günde toplam 54.600 metreküp kanalizasyon akıtmaktadır.”

SADECE GÖL DEĞİL VAN BALIĞI DA ÖLÜYOR!

“Van gölü havzasında 1.200.000 (bir milyon iki yüz bin) insan yaşamaktadır. Van denizine yüze yakın derenin akması, bunların içinde 19 büyük akarsuyun yerleşim yerlerinden geçtiği için evsel atıklar ve kanalizasyonlarla gölün kirliliği ne neden olmaktadır. Yağmur sularıyla denizin kirlenmesine neden olan set ve çorap sistemi ile önüne geçilmesi mümkünken hiçbir önlem alınmamaktadır. Van gölü ile özdeşleşmiş Van Gölü kadar önemli olan bizim ‘Uçan Balık dediğimiz İnci Kefali balığı için Nisan-Temmuz tarihleri üreme dönemidir. Bu tarihte bile çevreye dere yataklarına ve balığa özen gösterilmiyor. Binlerce balığın ölümünün yanlış uygulamalardan kaynaklı olduğunu gördük. Bu ve diğer nedenlerden dolayı Van Gölü Koruma Kanunu çıkarılması gerekmektedir. Binlerce balığın yanlış ve HES uygulamalarından dolayı öldüğünü tespit ettik.”

“HAKLI TALEBİMİZ OLAN KORUMA KANUNU TALEP EDİYORUZ”

Van Gölü Koruma Kanunu hususuna dikkat çekilen raporda bunun haklı talep olduğu vurgulandı: “Van Gölünün yatırıma dönüşmesi, turizme açılması, içinde bulunan tüm değerlerin korunması gerekmektedir. Doğası, kıyısı, balığı ile ekonomik girdi olarak yörede yaşayan insanlara gelir kapısı olmasını sağlamak hiç zor değil. Günümüzde bu nimetlerinden yararlanacağı yerde daha çok olumsuzluklarını yaşadığımız kanalizasyon ve evsel atık çukuruna dönüşen Denizimizin kirliliği her geçen gün daha bariz bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Oysaki gelişmiş ülkelerde kanalizasyon ve evsel atıklar ekonomiye dönüştürülürken biz hem denizimizi hem de ekonomik değerlerimizi tahrip etmekteyiz. Van’da bulunan tüm halkın, siyasi partilerin, STK’ların genel talepleri olmasına rağmen Van Gölü Koruma Kanunun çıkması talep edilmektedir. Fakat her nedense merkezi hükümet bu haklı talebimizi red etmektedir. Bizler bu haklı talebimizde ısrarcı olduğumuzu Van gölünün temiz kalması, gelecek kuşaklara ve canlılara bırakılacak en büyük miras olarak kalması için bu haklı talebimiz olan koruma kanununu talep ediyoruz.

KİRLİLİK YARATAN ETKENLER TEK TEK SIRALANDI

Ardından kentin diğer alanları, bölgeleri ve çevresel kirlilik yaratan detayları konuşulurken bunlar Sulak Alanlar ve Sazlıklar, Enerji Santralleri, Taş Ocakları, Maden Ocakları, Yeşil Alanlar, evsel atıklar, tıbbı atıklar, kızartmalık yağlar, bataryalar ve sanayi atıkları, poşetler ve plastikler, kanalizasyon, dereler, ahırlar, çarpık kentleşme, tarihi eserler, kömür, mezbahaneler, hafriyat, beton santralleri, çimento fabrikaları ve piknik alanları olarak sınıflandırılan diğer başlıklar altında tüm sorunlar sıralandı. Bu başlıklar altında yaratılan çevresel kirliliklerle ilgili önce tespitler ardından da çözüm önerileri sunuldu.

“SULAK ALANLAR YOK EDİLMEMELİ”

“Pek çok canlı türü ile paylaştığımız dünyamız giderek yaşanmaz hale getiriliyor ve doğal alanlarımızı büyük bir hızla kaybediyoruz. Ormanlar birer birer kesilip, denizler, göller, akarsular kirlenirken gezegenimizin eşsiz özellikteki sulak alan ekosistemleri de giderek yok oluyor.” Şeklindeki ifade ile kentin sulak alanlarının tahribata uğradığı belirtilirken son dönemlerdeki çalışmaların birçoğunda sulak alanların doldurulduğu, yol yapıldığı, imara açılarak tahribata uğradığı belirtildi. Bu başlık altında ayrıca; “Van gölü kıyısında yer alan sazlıklar, suyu filtre etme gibi özelliği olduğundan bölgede cankurtaranlık görevi yaptığında sazlık alanlara göl dolgusunun yapılmaması son derece önemlidir.” Denilerek sulak alanların korunması gerektiğine vurgu yapıldı.

“HES YERİNE YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANILMALI”

Ardından enerji santralleri başlığı altında bu anlamdaki tesislerin kentteki olumsuz etkileri sıralanarak yine aynı konuyla ilgili öneriler sunuldu. Ardından son dönemde sayısı artmaya başlayan HES’lerle ilgili veriler paylaşılırken çevrede 25’e yakın HES yapıldığı bilgisi paylaşıldı. Konuyal ilgili olarak; “Güneşin başkenti olan 365 günün 300 güne yakını güneşli olan ilimizde HES’ler yerine eksilmeyen güneşten maksimum düzeyde faydalanılarak, Yenilenebilir Temiz Enerji kullanılmalıdır.” önerisinde bulunulurken çevreyi kirleten kalitesiz kömür gibi yakıtların da kullanılmaması gerektiğine vurgu yapıldı. “Muradiye ilçemizde bulunan doğa harikası olarak tanımlanan Muradiye Şelalesi'nin üst ve alt kısmında yapımı tamamlanan Ayrancı HES in çevreye verdiği sıkıntı ve zararlardan dolayı bu ve benzeri uygulamalardan vazgeçilmelidir.” Denilerek de kentin doğal güzelliklerinin yok edilmemesi çağrısı yapıldı.

“TAŞ OCAKLARI NEFES ALDIRMIYOR”

Yine taş ocakları ve benzeri madencilik faaliyetlerinin de çevre üzerinde ciddi tahribat yarattığı belirtilirken konuyla ilgili olarak, “Özellikle taş ocaklarının çevrelerinde yaşayanların büyük sıkıntı çektiğini, tarım alanlarının zarar gördüğünü, üretimin düştüğünü, hayvanların düşük yaptığını dolaysıyla verimlilik oranın düştüğünü, aşırı tozdan dolayı halkın hastalıklara yakaladığını gözlemledik.” Denildi. Konuyla ilgili olarak ayrıca, “Örneğin; Gevaş’ta bulunan Taş ocağından çıkan toz yüzünden ürünler nefes alamıyor. Yola ve denize sıfır noktada yapılan bu ocak kanunlara ve yönetmeliklere aykırıdır. Buraya ruhsat verenler ve denetleyenler de sorumludurlar.” Bununla birlikte maden ocakları gibi alanlara da vurgu yapıldı.

VAN’IN YEŞİLİ YOK!

“Çağdaş toplumlarda kişi başına düşen yeşil alan 15 m2 olması gerekirken ilimizde 2m² altına düşmüştür.” Denilerek kentin yeşil yoksunluğuna vurgu yapılırken, “Edremit'ten üniversiteye kadar Erek Dağı'nın sırtlarının boş ve ormanlaştırmaya uygun alanların ağaçlandırılması ağaç fakiri/yeşil fakiri olduğumuz bir il durumu olmasından dolayı çok hızlı yeşil alanlar yaratılmalıdır.” Önerisinde bulunuldu. Bununla birlikte kentin farklı alanları ile ilgili diğer yeşillendirme önerileri de paylaşılırken kent ormanı adıyla yapılan ve bakımsızlıktan kuruyan Sarmaç kentindeki gibi alanlara da dikkat çekildi.

KENTİN HALA KANALİZASYON SORUNU VAR!

Raporda kentteki alt yapı ile ilgili olarak ise şu ifadeler paylaşıldı: “Yaşam alanların en temel sorunlarının başında kanalizasyonlar gelmektedir. Gelişmişliğin ve çağdaşlığın ölçüsü olan kanalizasyonlar ilimizde maalesef yeterince yoktur. Kanalizasyonun olduğu yerlerde ileri biyolojik arıtma olmalıdır, özellikle yerleşim alanlarında biyolojik arıtma olmadığından Van Gölü’nün kapalı havza olmasından bu alanda yapılan ya da yapılacak olan arıtmalar da soruna çözüm olmayacaktır.” Denildi. Konuyla ilgili çözüm olarak ise, “Tüm yerleşim yerlerinde ileri biyolojik arıtma yapılması, arıtma olmayan ya da kanalizasyon olmayan alanlarda kanalizasyonların yapılması, yaklaşık bir milyon ikiyüzbin insanın yaşadığı Van Denizi havzasının kanalizasyonlarının biyolojik arıtma yapılarak atıklar enerjiye dönüştürülmelidir.” Ayrıca kentteki derelerin ıslah edilmesi ve çorap vb. yöntemlerle engellenip filtre ve ıslah edilmesi gerektiği belirtildi. Bununla birlikte ayrıca ahırlar ve benzeri birçok konuya da değinildi.

VAN ESKİ VAN DEĞİL!

Kentte ciddi bir çarpık kentleşme olduğu vurgusu yapılırken, “Bugünkü Van ile yakın tarihteki Van çok ciddi farklılıklar gösteriyor. Bundan 30-40 yıl önce kentte kuş bakışı baktığınızda bağ ve bostanlar içerisinde toprak damlı evler vardı. Buraya özgü evlerdi bunlar, yaşam kalitesi yüksekti. Şimdilerde yeşilin esamesi bile okunmuyor.” Denildi. Van’ın betona döndüğü vurgusu yapılırken kentin kent kültüründen koptuğu konusuna değinildi. Köyden kente geçişle birlikte gece kondu kültürü oluştuğu ve kentleşmenin tahribata uğradığı belirtilirken, bu konuda imar hususuna da vurgu yapıldı: “En önemlisi imar rantının önüne geçilmesi çarpık kentleşmeden vazgeçilerek yaşanabilir alanları yaratmalı, trafik sorunu, enerji sorunu, su sorunu, kanalizasyon sorunun olmadığı yerleşim birimi yaratmalıdır.” Denildi.

GÖL ETRAFINDAKİ DOLGULARA DİKKAT ÇEKİLDİ

Kentteki tarihi eserlerin her geçen gün yok olma tehlikesi ile yüz yüze kaldığı vurgusunun da yapıldığı raporda bu anlamda çalışmalar yapılması gerektiği belirtildi. Kentteki mezbahanelerin de çevre kirliliği anlamında ciddi tehdit oluşturduğu vurgulanırken, bir diğer önemli sorunun da hafriyat olduğu ifade edildi. Özellikle Van Gölü kıyısına dökülen atıkların ve geçtiğimiz hafta gündeme gelen dolguların ciddi sorun olduğu belirtilen raporda; “Belediyelerin ve Mülki Amirin görevleri arasında öncelikler içerisinde hafriyat yönetmenliği uygulanmaktadır maalesef büyükşehir olan hala ise hafriyat alanı bulunmamaktadır.” denildi. Beton santralleri, çimento fabrikaları gibi alanlar için yeni sistemler yapılması gerektiğinin belirtildiği açıklamada son olarak ise son haftalarda sıkça gelen piknik alanları ve bu alanların kirliliğine değinilirken, “İlimizde son dönemlerde yaygınca kullanılan piknik alanlarının herkes tarafından rahatsızlık yaratıldığı halde maalesef herkes tarafından da kirletilmektedir. Özellikle gölü işgal edenler tarafından ciddi şekilde kirliliğe neden olmaktadır. Günübirlik olarak yapılan pikniklerde büyük orandan kirlilik yaşanmaktadır. Herkesin nasıl görmek istiyorsa öyle de bırakması gerekmektedir. Konu ile ilgili olan her kurum her aile bireyi bu konuda hassasiyet göstermesi gerekmektedir.”

ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM-ÖMER AYKAÇ

  • Etiketler : VAN HABER VAN HABERLERİ ÇEV-DER
  • YORUM YAP
    Yorumlar (0)

    Bu habere ilk yorum yapan sen ol.

    ÖNERİLENLER