2025-11-19 12:46:34 | Son Güncelleme : 2025-11-19 14:31:26
'Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu', 'süreç' komisyonu, 17. kez Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında dün toplandı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın'ın da sunum yaptığı toplantıya ilişkin olarak konuşan Kurtulmuş, komisyonun müzakere ve istişareyi büyüten bir masanın etrafında bir araya gelmeyi sağladığını ve sürecin arkasında millet, Meclis, akıl ve hukuk olduğunu söyleyerek, "Bu süreç başarıya ulaşacaktır" dedi.
Komisyon, 5 buçuk saat süren kapalı toplantının ardından cuma günü 14.00'te İmralı Adası’na gitme konusunda oylama yapılmasına karar verdi.
BAHÇELİ DÜN "GEREKİRSE KENDİM GİDERİM" DEMİŞTİ
Süreç kapsamında kurulan komisyonun PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı dinlemek üzere İmralı'ya gitmesine dair tartışmalar devam ederken MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında "Gerekirse İmralı'ya ben giderim. Alırım yanıma üç arkadaşımı, gitmekten imtina etmem" demişti.
MHP'Lİ FETİ YILDIZ'DAN YENİ AÇIKLAMA
Gözler cuma gününe çevrilirken; MHP cephesinden yeni bir açıklama geldi.
MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, X hesabından yaptığı açıklama ile "21 Kasım Cuma günü Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu İmralı adasına gidilmesi yönünde karar alacaktır. Birkaç gün içinde de terör örgütünün kurucusunun beyanlarını tespit etmek üzere grubu bulunan partilerden birer Milletvekilinin oluşturacağı heyet adaya gidecektir" dedi.
Yıldız, "Heyete milletvekili vermek istemeyen bir siyasi parti var ise açık ve net şekilde kamuoyuyla paylaşmalıdır" diyerek rest çekti.
Feti Yıldız'ın paylaşımı şöyle:
"Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin
22 Ekim 2024 tarihinde Gazi Meclis’te grup toplantısında yaptığı tarihi konuşma ile başlayan ve bu aşamaya gelen süreç tartışmasız yüzyılın en cesur “kurucu siyaset” hamlesidir.
Terör olgusu, çağdaş devletlerin egemenlik, güvenlik ve toplumsal istikrar kavramlarını derinden sarsan çok boyutlu bir tehdittir.
Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası sistemin parçalı yapısı, devlet dışı silahlı aktörlerin güç kazanmasına zemin hazırlamış; bu aktörlerin çoğu etnik, dini veya ideolojik motivasyonlarla hareket etmektedir.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.