2016-11-08 15:00:00
Çığlığın karışıyor damarlarıma.
Yüreğimin en dipsiz fırtınasına…
Dünyanın ince suratı oluyorsun, sonbahar tenhasında.
Sen soluksuz ve zalimsin ey ey bê bext dünya…
Sen tükürülesi dünyanın tükürülesi suratı oldun ey bê bext dünya…
Oysa maviler kuşanırdı dağların,
Bir gelin gibi süslenirdi bahar yağmurların.
Adın çok soğuk, soluksuz bıraktın barış türkülerimi.
Senin uğruna ne ömürler gitti be eyy kahpe dûnya
Be eyy merhameti yerin yedi kat dibine girmiş sevimsiz surat!
Sen soluksuzsun…
Oysa adın, şiirlerin en kutsal dizelerinde saklıydı.
En pembe bulutun en narin gülüşüydün oysa.
Sen yanmadın ey bê bext dünya, senin düşlerin solmadı.
Sen ağlamadın zamansız sabahların zemheri ayazında.
Çocuklarım, annelerim yandı senin uğruna...
Öykülerin en sevimsiz kahramanısın ey bê bext dünya.
Korkaksın, en masum çocukların kanını emecek kadar düştün,
Anadolu’nun gerdanı değilsin artık. Korkak ve ucuzsun…
Aşkların en nazlı halini gördün mü ey bê bext dünya?
En sıcak, en yürekten sevmeleri gördün mü?
Güneşin fısıldayışını, gök gürlemesinin zılgıtını hissettin mi ta derinden?
Duy çığlıklarımı ey bê bext dünya…
En uzun adımlarımla, en cesur yüreğimle dalacağım sayfalarına.
Yumruğum demir, yüreğim hançerdir şimdi.
Kanatırcasına saplayacağım kara sayfalarına.
Canını acıta acıta, yüreğini kanata kanata saplayacağım hançerimi bedenine.
Bulutlarını karış karış ısıracak düşlerim.
Doyasıya koklayacağım yağmur sonrasındaki toprak kokusunu.
Bütün benliğimle sarılacağım kardeşlik kokan dağlarıma.
Evrenin en nazlı sevdası benim olacak ey bê bext dünya…
Sıkı dur, daha keşfedilmemiş nice harfler vardır.
Bu harflerin en sıcak gülüşü olmaya geleceğim.
Güneşin saçlarına çiçek takmaya, yıldızların alnına öpücük kondurmaya,
Ülkemin barış haykıran bakışlarına sıkıca sarılmaya geleceğim.
Her zamankinden daha yürekli ve her zamankinden daha umutlu olacağım.
