2025-07-22 17:17:26 | Son Güncelleme : 2025-08-02 09:24:02
Özellikle yaz aylarında buharlaşmanın artmasıyla birlikte göl kıyısında metrelerce alan kuruyarak çatlamış toprağa dönüştü. Yer yer 1 kilometreyi aşan çekilmeler, hem ekosistemi hem de bölge halkının geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Van Gölü ekosisteminin bozulması, bölge ekonomisine dayalı balıkçılık ve tarım faaliyetlerinin sekteye uğramasına neden oluyor. Ülkenin en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün görünür şekilde çekilmesiyle ilgili Şehrivan’a konuşan İnşaat Yüksek Mühendisi Faruk Görünüş, bu çekilmenin doğal bir süreç olmaktan çıkıp ciddi bir çevre krizine dönüştüğünü vurgulayarak, acil önlemler alınması gerektiğini belirtti.
GÖRÜNÜŞ: VAN GÖLÜ HAVZASI GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR SÜRECİN EŞİĞİNDE
Van Gölü’nün önemine dikkat çeken Görünüş, “Van Gölü Havzası artık geri dönüşü olmayan bir sürecin eşiğinde. Bugün alınmayan her tedbir yarın, kuruyan çeşmelere, göç eden köylere, terk edilen tarım arazilerine ve gıda krizine yol açabilir. Bu nedenle su artık sadece bir kaynak değil; ortak geleceğimizin en değerli mirasıdır. Van Gölü yalnızca Türkiye’nin en büyük gölü değil, aynı zamanda dünya üzerinde kapalı havzada yer alan en büyük sodalı göllerden biri. Ancak son 20 yılda yaşanan iklimsel değişim, yağış azlığı ve buharlaşmadaki artış gölün su seviyesinde ciddi ve sürekli bir düşüşe neden oldu” ifadelerini kullandı.
VAN GÖLÜ’NÜN SU SEVİYESİ SON 25 YILDA YAKLAŞIK 2 METRE DÜŞTÜ
Van Gölü’ndeki çekilmeye dikkat çeken Görünüş, “DSİ ve çeşitli üniversite araştırmalarına göre, Van Gölü’nün su seviyesi son 25 yılda yaklaşık 1,5-2 metre düşmüştür. Uydu verilerine göre, bu çekilme bazı kıyı bölgelerinde 300 ila 500 metreye kadar ulaşmıştır. Özellikle Erciş, Edremit ve Gevaş kıyılarında göl suları kıyıdan ciddi şekilde çekilmiş ve göl tabanı yer yer açığa çıkmıştır. Van Gölü’nün ekolojik açıdan en dikkat çeken özelliği, dünyada yalnızca burada yaşayan inci kefalidir” diye aktardı.
VAN GÖLÜ’NDE YAŞAYAN İNCİ KEFALİ RİSK ALTINDA!
Görünüş, su seviyesindeki düşüşün inci kefalini nasıl etkileyeceğini dile getirerek, “Bu tür, üreme döneminde göle dökülen akarsulara göç eder. Ancak su seviyesindeki düşüş, akarsularla göl bağlantısını zayıflatmakta, sıcaklık ve tuzluluk oranını artırmakta, balıkların üreme koşullarını zorlaştırmaktadır. Tuzluluk oranı artmaya devam ederse, inci kefalinin hem üremesi hem de yaşam döngüsü ciddi risk altına girecektir. Bu da Van Gölü’nün doğal zenginliğinin çöküşü anlamına gelir” dedi.
“GÖL İÇİ ULAŞIM VE LİMANLARIN İŞLEVSELLİĞİ ZARAR GÖRÜYOR”
Su seviyesindeki düşüşün göl içi ulaşımı da olumsuz etkilediğini belirten Görünüş, “Van Gölü kıyısındaki Tuşba, Ayanis, Gevaş ve Edremit gibi küçük liman iskele ve tekne yanaşma noktaları, suyun çekilmesi nedeniyle teknik olarak işlevsiz hale gelme riskiyle karşı karşıyadır. Bazı bölgelerde liman rıhtımları artık suya 100–200 metre uzak kalmış, tekneler karaya oturmuştur. Bu durum, göl içi ulaşımı sekteye uğratmakta, turizm gelirlerini düşürmekte, balıkçılığı sınırlamaktadır” şeklinde konuştu.
TARIM FAALİYETLERİ DE OLUMSUZ ETKİLENİYOR
Tarım faaliyetlerinin de olumsuz etkilendiğinin altını çizen Görünüş, “Van Gölü’nün çekilmesiyle birlikte açığa çıkan kıyı alanları, zamanla tuzlu ve alkali bir kabukla kaplanmakta. Bu durum, tarıma elverişli arazilerin çevresinde tuzlanma riski yaratmakta, yerel bitki örtüsünü tahrip etmekte, mikroiklimi değiştirerek göl çevresindeki tarım faaliyetlerini zorlaştırmaktadır. Bazı araştırmalarda, özellikle Erciş ve Edremit kıyılarında buharlaşmanın hızlanmasıyla birlikte çevredeki yeraltı sularında da tuzluluk artışı gözlemlenmiştir” dedi.
VAN GÖLÜ KORUNMAZSA İKLİM VE SU KAYNAKLARINDA KRİTİK SORUNLAR YAŞANACAK
Görünüş, önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Van Gölü yalnızca bir su kütlesi değil, çevresinin iklimini yumuşatan, nem sağlayan ve biyolojik çeşitliliği destekleyen devasa bir doğa sistemidir. Eğer gölün çekilmesi durdurulamazsa, kış aylarında daha sert kuraklık, yaz aylarında daha sıcak ve kurak bir mikroklima, yeraltı su rezervlerinde daha hızlı tükenme gibi sonuçlarla karşı karşıya kalınacaktır. Van Gölü sadece "sodalı göl" ya da "balık yaşam alanı" değil iklimsel, ekolojik ve ekonomik açıdan stratejik bir varlıktır. Bu nedenle, göl seviyesi düzenli ölçülerek erken uyarı sistemleri kurulmalı, gölü besleyen akarsuların mutlak koruma altına alınması sağlanmalıdır.”
ŞEHRİVAN
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.