2025-12-15 17:48:09 | Son Güncelleme : 2025-12-15 20:23:34
Yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmenin detaylarını anlattı.
T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Ahmet Özer, Devlet Bahçeli'nin kendisine söylediği sözleri aktardı.
Özer, "İmamoğlu ailesini tanıdığını, bildiğini söyledi. Hatta İmamoğlu ailesinden kendi camialarında insanlar olduğunu söyledi. İmamoğlu’nun bir yakınının da geçmişte kendi asistanı olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı.
Özer, Bahçeli'nin "Selahattin Demirtaş’ın bir an önce serbest kalmasının ülkemizin yararına olduğunu, barış sürecine katkı sunacağını düşünüyorum ve bundan yana olduğumu bilmeni istiyorum" dediğini aktardı.
Ahmet Özer, Bahçeli'nin CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında ise, "Ben Sayın Özel’i mecliste uzun yıllardan beridir tanıyorum. Hatta bana ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra kim genel başkan olmalı?’ diye kendisine sorduklarında ben Özgür Özel’in adını zikrettim” dediğini paylaştı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ile ayrıca görüştüğünü kaydeden Özer, "Kızım Seraf da yanımızdaydı ve o sırada İBB dosyasında düzenlenen tensip açıklanmıştı. Seraf hiç kimsenin tahliye olmamasına çok üzüldüğünü söyledi. Feti Bey de o esnada öğrenmiş oldu. Buna çok şaşırdığını, bunun aslında iyi olmadığını, bununla ilgili gerekli girişimlerde bulunacağını söyledi" ifadelerini kullandı.
Ahmet Özer'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ben içerdeyken Sayın Bahçeli’nin serbest kalmam ve görevime iade edilmem konusunda açıklamaları oldu. Yine Sayın Feti Yıldız’ın benimle ilgili beyanları oldu. Hem kendilerine teşekkür etmek hem de barış sürecini konuşmak üzere bir randevu talebim oldu. Sağ olsunlar kabul ettiler.
BAHÇELİ'NİN MESAJLARI
Barış süreciyle ilgili olarak benimle aynı noktalarda olduğunu söyledi. Komisyonun çalışmalarından bahsetti. Bu zamana kadar 19 görüşme olduğunu, MHP ve DEM’in raporlarını verdiğini hatırlatarak CHP ve AK Parti’nin raporlarının beklendiğini söyledi. “Onlar da bir an önce verirse, süreç hızlanacak ve ardından yasa çıkacak” dedi. Onun isteği eğer mümkünse bütçe görüşmeleri arasında yasanın çıkması yönünde.
Ben Özgür Özel’in kendisine selamlarını ilettiğini söylediğimde o da şunu söyledi; “Ben Sayın Özel’i mecliste uzun yıllardan beridir tanıyorum. Hatta bana ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra kim genel başkan olmalı?’ diye kendisine sorduklarında ben Özgür Özel’in adını zikrettim” dedi.
Öte yandan, İmamoğlu ailesini tanıdığını, bildiğini söyledi. Hatta İmamoğlu ailesinden kendi camialarında insanlar olduğunu söyledi. İmamoğlu’nun bir yakınının da geçmişte kendi asistanı olduğunu söyledi.
Silahları gömmek veya teslim etmekten ziyade silahları yakmanın anlamı üzerinde durdu. Bunun daha anlamlı, daha yerinde bir davranış olduğunu söyledi. Onu şöyle açtı; “Silahları gömmek, o silahların yeniden gömüldükleri yerden çıkabileceği anlamına gelebilir. Silahlar teslim edilirse, o zaman da sanki karşı taraf işte diz çöktü, teslim oldu anlamı çıkabilir buradan. Bu da yeni birtakım fraksiyonlara, tazyiklere yol açabilir. Ama silahları yakmak o silahların bir daha tekrar kullanılmayacağı anlamı taşıdığı için en anlamlı davranıştır.”
Ben AYM ve AHİM kararlarının uygulanması gerektiğinin altını çizdiğimde, “Selahattin Demirtaş’ın bir an önce serbest kalmasının ülkemizin yararına olduğunu, barış sürecine katkı sunacağını düşünüyorum ve bundan yana olduğumu bilmeni istiyorum” dedi.
FETİ YILDIZ İLE GÖRÜŞME
Feti Bey ile ayrıca görüştük. Kızım Seraf da yanımızdaydı ve o sırada İBB dosyasında düzenlenen tensip açıklanmıştı. Seraf onu takip ediyordu. Seraf haberleri takip etmek için dışarı çıkıp geri geldiğinde hiç kimsenin tahliye olmamasına çok üzüldüğünü söyledi. Feti Bey de o esnada öğrenmiş oldu. Buna çok şaşırdığını, bunun aslında iyi olmadığını, bununla ilgili gerekli girişimlerde bulunacağını söyledi.
Ben Sayın Bahçeli’nin bu işle ilgili samimi ve kararlı duruşunu takdir ederken, AK Parti’nin ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu işi biraz ağırdan aldığını, bu kaygısının da seçimler ve tabanıyla ilgili olduğunu düşündüğümü söyledim. O da 'Doğal olarak her parti seçimi kazanmak ister' şeklinde bir cevap verdi.
"PARTİM GÖREV VERİRSE ÖCALAN'LA GÖRÜŞÜRÜM"
Ben barışın gerçekleşmesi için herkesle görüşürüm. Kürt sorunun çözümü ve barışın gerçekleşmesi için diyalog ve müzakere şarttır. Bunu diyen biri olarak da ben konunun çözümü ve barışın gerçekleşmesi için herkesle diyaloga varım ve herkesle müzakere etmeye varım.
Eğer partim de bu konularla ilgili bana bir görev verirse seve seve yaparım. Herkesle konuşuruz. Ben şöyle düşünüyorum, pratikte oynayacağınız rol zaten size o misyonu verir. Yani bir yerden bir görev alıp da bunu yapmak yerine kendiniz adım atabilirsiniz. Ben zaten bir aydın olarak, bir akademisyen olarak, bir yurttaş olarak bu barış sürecinin başarıya ulaşması için elimden gelen her türlü katkıyı vereceğimi çıktığım günden beri söylüyorum.
Hatta daha içerideyken de bu çağrılarda bulundum. Bu zaten bir aydın sorumluluğudur. Bu sorumlulukta eğer başarılı olursak, bu işi daha da büyüterek devam ettirebiliriz. Ayrıca birinin bize bir görev ifa etmesi gerekmez ama bize bir böyle rol verilirse de bundan da çekinmeyiz yani. Zaten bunu yapıyoruz. Ben bu barış sürecine amasız, fakatsız destek veriyorum.
"ÜSTÜMÜZE DÜŞEN GÖREVİ YÜRÜTECEĞİZ"
İki noktanın altını çizeyim. Birincisi, Genel Başkan Özgür Özel barış sürecine sonuna kadar destek olacağının altını çizdi. İkincisi de biz CHP olarak Türkiye’de Kürt sorunu olduğunu düşünüyoruz. Son bir Kürt bile 'Kürt sorunu vardır' diyorsa, vardır kardeşim. Özgür Özel 'Biz de bunu siyasetçi olarak çözmeye amadeyiz' dedi. Biz komisyonda üstümüze düşen görevi sonuna kadar yürüteceğiz. Yani bu noktada da kimsenin bir şüphesi olmasın.
"TUTUKSUZ YARGILAMA ÖNEMLİ"
Tutuksuz yargılama çok önemli. Şu anda Türkiye’nin birinci partisi olan CHP’nin 16 belediye başkanı tutuklu yargılanıyor, cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na 2000-3000 yıl ceza isteniyor. Ülkenin birinci partisini bu şekilde kriminalize ederek, dışlayarak barışı nasıl yapacaksınız? Şimdi mesela benim hakkımda kesinleşmiş bir hüküm de yok. Beni niye görevime iade etmiyorsun? Tutuksuz yargılamıyorsun, yargılamayı cezalandırmaya çeviriyorsun, kayyımlar hala devam ediyor. Hasta tutuklularla ilgili bir adım atmıyorsun.
Feti Bey de söyledi geçen gün; tutuklama bir ceza değil, cezanın infazını sağlayan geçici bir araçtır. Adaleti sağlamak bir söylem değil eylem meselesidir. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Tayfun Kahraman, Can Atalay; daha bilmediğimiz birçok insanla AYM ve AİHM kararları uygulanmıyor. Bunlarla ilgili hem AYM’nin hem de AİHM’in kararları var. Bir devlet olmanın temel felsefesi bir anayasasının olmasıdır. O neden uygulanmıyor? Bir taraftan “Barış yapacağım” diyorsunuz, öte taraftan CHP’ye operasyonlar devam ediyor. Yani bir tansiyonu düşürün. Partiler birbirinin düşmanı değil, birbirinin rakibidir. Ve siyaset nezaketle yapılmalı. Siyaset toplumu yönetme sanatıdır."
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.