2025-03-11 16:42:35 | Son Güncelleme : 2025-03-24 00:18:12
Açıklamaya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Tevgera Jinen Azad'dan (TJA) Hülya Alökmen Uyanık'ın yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi katıldı. Berdan Öztürk, metnin Kürtçesini okudu.
Newroz deklarasyonun tam metni şöyle:
"Newroz, Kürt halkı için direnişin, özgürlüğün ve yeniden doğuşun adıdır. Bu anlamın önüne geçmek için iktidarlar tarafından dar bir çerçeveye sıkıştırılmaya çalışılsa da Newroz'un hakikati direniş ve özgürlüktür. Yüzyıllardır Kürt halkı mücadelesini Newroz’un ateşinde harlamış; bu ateşte varlığını, direnişini ve özgürlüğünü göstermiştir. Bugün de Newroz, halkımızın özgürlük yürüyüşünün en güçlü ifadesi oluyor. Dolayısıyla Newroz meydanlarından yükselen her ses, yakılan her ateş, söylenen her şarkı, durulan her halay özgürlüğümüze sahip çıkma iradesi oluyor.
Bugün Newroz ruhunu yaşatmanın en büyük anlamı, Kürt halkının özgürlüğü çerçevesinde demokratik toplum ve barış için mücadeleyi büyütmektir. Halklar Önderi, 27 Şubat tarihinde halkların ortak yaşamını ve onurlu barışını tesis etmek için yeniden güçlü tarihi çağrıyı yapmıştır. Halklar Önderinin bu çağrısını Newroz'un özgürlük karakteriyle birleştirip halkların özgür ve eşit bir yaşamı birlikte inşa edebilmenin mümkün olduğunu bir kez daha göstereceğiz.
'ÖCALAN'IN ÖZGÜR ÇALIŞMA KOŞULLARI SAĞLANMALI'
Bu yılki Newroz, Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlük ve barış iradesine sahip çıkma Newrozudur. Yüzyıllardır halklara, inançlara türlü türlü acılar yaşatıldı. Bu acılardan en çok etkilenen halkların başında da Kürtler geliyor. Tarihsellik içinde varlık kazanan ve oluşan Kürt gerçekliği için yaşatılan acıların nedeni güncellenmiş inkar yasaları, iktidarlarca tehdit algısıyla kuşatılan ve kutuplaştırılan toplumsal politikalardır. İnkarın sona erdirilmesi, tehditle kuşatma politikalarının son bulması ve demokratik toplumun yaşamsallaşması için Halklar Önderi tarihsel bir sorumluluk alıyor. Bu tarihsel sorumluluğunu yerine getirebilmesi; sözünü, emeğini halklarla birlikte gerçekleştirmesi için Halklar Önderinin fiziki özgürlüğünün ve özgür çalışma koşullarının bir an önce sağlanması gerekir. ‘Teorik ve pratik’ gücün çalışma koşullarının sağlanması, bireysel bir ihtiyaçtan öte toplumsal ve siyasal sorumluluğun yerine getirilebilmesi için bir zorunluluktur.
Halkların, inançların, kadınların, gençlerin, çocukların, işçilerin, emeklilerin adil ve eşit yaşamının koşullarına, imkanına seslenen çağrı, herkesin emeği ve mücadelesi ile kendisini gerçekleştirmelidir. Rehşanların, Ronahilerin, Zekiyelerin, Bêrivanların ve daha nicelerinin mücadelesinde hayat bulan kadın özgürlüğü ve devrimi bugün 'jin, jiyan, azadî' felsefesiyle Newroz'un ateşi olmaya devam ediyor. Özel savaşın, erkek egemenliğinin ve onun ulus devletlerinin kadın düşmanı politikalarına karşı yükselen kadın mücadelesi, demokratik toplumun ve barışın inşasında en büyük sorumluluğu alıp, barışın toplumsallaşmasını örgütleyerek koruyacaktır.
'MÜCADELE MEŞALESİNİ YÜKSELTELİM'
Rojava Devrimi, Newroz’un özgürlük ruhunun bugünkü yansımasıdır. Rojava’da yaratılan demokratik sistem, kadın özgürlüğü, halkların özgür eşitliğine dayanan demokratik ulus toplumu tıpkı Newroz gibi direnişin ve yeniden doğuşun simgesidir. Ancak, bu kazanımların kalıcılaşması ve halklarımızın geleceğinin garanti altına alınması, mücadelenin büyütülmesiyle mümkündür. Tıpkı Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı yaktığı ateş gibi, bugün de Rojava’daki devrimi korumanın yolu, mücadele meşalesini daha da yükseltmekten geçer.
Newroz’un özü, halkların özgür ve eşit beraber yaşama iradesidir. Newroz farklı dillerin, renklerin, inançların eşit ve ortak bir yaşam paydasında buluşmanın ifadesidir. Bunun içindir ki Newroz en fazla farklılığın bir araya gelebildiği tarihsel hakikattir. Demokratik toplum ve onurlu barış, Newroz’un direnişçi ruhuyla büyüyen değerleridir. Bugün de bu değerleri en güçlü şekilde sahiplenmenin yolu, örgütlü mücadeleyi yükseltmekten, demokratik toplumu inşa etmekten ve ulusal birliği sağlamaktan geçmektedir.
ULUSAL BİRLİK VURGUSU
Kürt halkı Kürdistan’da olduğu gibi dünyanın dört bir yanında süren mücadelede her zaman direnişin ve yeniden doğuşun sembolü olmuştur. Ulusal birliğin sağlanmasının bu direnişi ve mücadeleyi daha güçlü bir biçimde başarıya götüreceği bir hakikat olarak önümüzde duruyor. Merkezi hegemonik güçler yerel güçlerin işbirliği ile Ortadoğu’da yeni düzenler kurmak istiyor. Yeni ‘Kürt Kapanları’ tezgahlanıyor. Kürt halkının bir yüzyıl daha dıştan dayatılan düzenlerle yönetilmeye tahammülü yoktur. Kürt halkı demokratik toplum paradigmasıyla örgütlenerek Kürdistan’ı coğrafi ve düşünsel-inançsal olarak parçalayan düzenleri ortadan kaldırmaya kararlıdır. Bunu da ulusal birliğini her zamankinden daha fazla güçlendirerek yapacaktır. Kürt halkı Newroz alanlarında her zaman geçmişin direniş değerleriyle birlikte geleceği inşa etme iradesini gösterdi. Bu değerleri geliştirirken toplumsal hakikati esas aldı. Bundan dolayı Kürt Ulusal Birliği Kürt halkı için olduğu kadar Ortadoğu halkları ve inançları için de elzem bir ihtiyaçtır. Kürt Ulusal Birliği sağlandıkça iktidarların baskı araçları da ellerinden alınmış olacak. Newroz’un ruhuna uygun olarak Kürt halkı köylerde, sokaklarda, şehirlerde, dağ başlarında, meydanlarda ulusal birliğin daha da güçlenmesi için bir kez daha özgürlük yolunda ortak iradesini gösterecektir.
'7'DEN 70'E ALANLARA'
2025 Newrozu, direnişin ve özgürlüğün büyüdüğü, demokratik toplumun inşa edildiği, mücadelenin daha da ileri taşındığı bir dönüm noktası olacaktır. Newroz’un ateşi ulusal birlik ruhuyla, Halklar Önderinin fiziki özgürlüğü için yükselen seslerle ve Rojava Devrimi'nin kalıcılaşması için verilen mücadeleyle güçlenecektir.
Newroz'u böylesi anlamlı bir süreçle karşılamamızda çaba sarf eden Halklar Önderinin Newrozu'nu kutluyor, Newroz coşkusu ile halkların buluşmasını bekliyoruz. Gençleri, kadınları, emekçileri 7’den 70’e özgürlüğe heyecanlanan tüm halkımızı, emeğini ve sözünü kurduğu mücadelesinin en güçlü özü olan Newroz kutlamalarına, alanlarına çağırıyoruz. Newroz’un özgürlük ruhuyla, tüm halkımızın Newrozu’nu kutluyoruz. Newroz pîroz be."
'8 MART’IN SESİ NEWROZ’DA DEVAM ETMELİ'
Öztürk'ün ardından konuşan TJA aktivisti Hülya Alökmen, “Jin, jiyan, azadî felsefesiyle gücümüzü büyütüyoruz. Sayın Öcalan’ın deklerasonu, kadınların da gündemindeydi. Büyük bir sahiplenme gerçekleşti. Kadınlara gönderdiği mesajda alanlarda okundu. Kadınlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Kadınlar tarafından büyük bir sahiplenme olmazsa, demokrasi, barış gerçekleşmez. Newroz hem Ortadoğu halkları hem de Kürtler açısından çok önemli bir bayram. Newroz ateşi ne kadar büyüdüyse, Kürt kadınlarının mücadelesi de o kadar yükseldi. Bütün kadınlara sesleniyoruz. 8 Mart’ta çıkan mesaj, Newroz’da da devam etmeli. Rengimizle, kültürümüzle, zılgıtımızla, kıyafetimizle alanda olmalıyız" dedi.
DEM Parti öncülüğünde Diyarbakır’da 21 Mart'ta kutlanacak Newroz deklarasyonu açıklandı.
Sur ilçesindeki Mardin Kapı’da düzenlenen programda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Bir bütünden Kürtlerin emekçilerin, ezilenlerin ne istediğini bu tarihi çağrıya ne kadar sahip çıktıklarını Türkiye kamuoyuna, Türkiye iktidarına ve devletine de aynı zamanda duyurmak gibi bir sorumluluğumuz var" dedi.
'ÖCALAN'IN ÇAĞRISINA UYGUN'
Bakırhan, konuşmasında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile devlet kurumlarının entegrasyonu konusunda yaptığı anlaşmaya da değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Yine dün siz de takip ettiniz. Bir çağrıda Suriye'den geldi. O da çok önemliydi. O da yine halkların varlığı olan direnişin bayramı olan nevruz bayramının haftasına denk geldi. Orada da yapılan mutabakat çok net, Öcalan'ın çağrısına uygun tekçilikten, mezhepçilikten uzak, Kürdün, Alevi'nin, Arap’ın, Dürz'ün, Hristiyan'ın, Ermeninin, diğer hakların ve inançların demokratik bir zeminde kendi kimlikleriyle yaşayabilecekleri bir mutabakatın altına imza atıldı. İşte bu Newroz niye önemlidir? Hem Suriye'deki mutabakatın, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerine ulaşması için hem Öcalan'ın çatışma ve şiddet yerine barışçıl demokratik zeminde daha güçlü bir mücadele yürütme çağrısına bir cevap olacaktır. Onun için bu her iki gelişme nevruzda taçlandırılacak. Newroz'da bu her iki gelişmeye nasıl baktığımızı, nasıl cevap verdiğimizi hep birlikte ortaya koyacağız.
Barış Türkiye'de konuşulur hale geldi. Suriye'de barış konuşulur hale geldi. Eşit ve demokratik bir zeminde Kürtlerin kimlikleriyle yaşayacakları bir Suriye daha mümkün hale geldi. Onun için emek veren, bedel ödeyen, sahip çıkan, bütün yasaklara, baskılara rağmen dinmeyen, durmayan, bu surların etrafında, kenarında, üzerinde halkların özgürlük bayramını kutlayan sizlere halkımıza ne kadar saygı duysak, ne kadar kutlasak, tebrik etsek azdır. Evet, çok mücadele ettik. Çok büyük bedeller ödedik. Artık geldiğimiz noktada barışı taçlandırma, Öcalan'ı özgürlüğüne kavuşturma, Orta Doğu'daki tekçi sistemler yerine bütün farklılıkların kendi kimlikleriyle yaşayacakları bir zemine doğru geldik. Öcalan'ın paradigması bugün Suriye'dedir. Suriye'de tekçiliği çalışanlar, Suriye'yi bir milliyete hapsetmeye çalışanlar öyle olmadığını çok iyi anladılar. Onun için çok büyük mücadeleler verdiniz, bedeller ödediniz. Geldiğimiz noktada emeğiniz büyük. Şimdi 2025 nevrozuyla birlikte milyonlarla en güzel giysilerimizde, en iyi türkülerimizde, en iyi duygularımızla birlikte bu Newrozu kutlayarak Türkiye halklarına, Kürtlere, emekçilere, ezilenlere yeni bir başlangıcın nasıl bir coşkuyla, nasıl bir kabullenme ile olduğunu kanıtlayacağız."
'O METİNDE NE KADAR KÜRT VARSA O KADAR ALEVİ VAR'
Suriye'de Alevilere yönelik katliamları kınadıklarını kaydeden Tuncer Bakırhan, "Suriye'de Alevi yurttaşlarımıza yapılan katliamı hep birlikte izledik, gördük, bunu kınadık, bunu eleştiriyoruz. Aslında Suriye'deki mutabakat metni Alevi yurttaşlara hemen katliamdan sonra gelmesinden dolayı biraz kaygılı yaklaşıyor olabilirler. Ama o metinde ne kadar Kürt varsa o kadar Alevi var. Ne kadar Alevi varsa o kadar Hristiyan var. Ne kadar Hristiyan varsa o kadar Arap var. Suriye'nin bütün renkleri var" diye konuştu.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.