2015-04-16 03:15:00 | Son Güncelleme : 2025-06-22 00:40:51
Alican Uludağ / Cumhuriyet
1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin açılan davada tanık olarak ifade veren eski MİT Kontr-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, haber elamanı Tarık Ümit’in kendisine verdiği “öldürülecek Kürt işadamları listesini” ilk kez açıkladı.
Faili meçhul cinayetler davasının dünkü duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, aralarında Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in bulunduğu 19 sanıktan hiçbiri katılmadı. Bu nedenle sanık sandalyeleri boş kaldı. Mahkemede tanık olarak ifade veren eski MİT Kontr-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, 1965 yılında MİT’e takip elamanı olarak girdiğini, 1. MİT raporundan sonra teşkilattan ayrıldığını kaydetti. 1994 Nisan ayında Güvenlik Dairesi başkanı olarak tekrar MİT’e döndüğünü anlatan Eymür, “O zaman faili meçhul cinayetlerin birçoğu işlenmişti. Ben MİT’e geldikten sonra tekrar Tarık Ümit ile görüşmeye başladım. Ondan alınan bilgiler vardı. Katıldığı infaz olayları vardı” dedi.
İşte Mehmet Eymür’ün açıkladığı infaz listesi
1. Mehmet Emin Soydaş, 2. Cihat Tokat, 3. Mustafa Bayram, 4. Cahit Kocakaya (Yılmaz), 5. Hakkı Aksoy, 6. Hurşit Savaş, 7. Abdullah Cantürk, 8. Hüseyin Baybaşin, 9. Lazzo İranlı (Lazem Esmaili), 10. Lokman İranlı, 11. Nizam Bayramoğlu, 12. Varujan Kumdagezer, 13. Cumhur Demir, 14. Fırat Tuncelili, 15. Hurşit Han, 16. Hamdi Yağan, 17. Şükrü Koray, 18. Adil Durmaz, 19. Askar Smitko İranlı, 20. Hasan Kuş, 21. Mehmet Kaygısız, 22. Doktor Cabbar, 23. Nafiz Bostancı, 24. Rado Rash, 25. Kadri Parmaksız, 26. Sıddık Kaya, 27. Raguend İranlı, 28. Dursun Karataş, 29. Nezir Karakuş.
Mit Seyretmiş
Tarık Ümit, ölüm listesini Mehmet Eymür’e 14 Temmuz 1994 tarihinde verdiğinde, listedeki 29 isimden birçoğu hayattaydı. Bunlar arasında yer alan Vanlı işadamı Adil Durmaz, 15 Eylül 1995 tarihinde İstanbul’daki evlerinin önünde kardeşi Abdulmenaf Durmaz ile birlikte öldürüldü. Adil Durmaz’ın şuan 27 yaşındaki kızı, “Babamın faillerini arıyorum” diyerek bir çok kez yargıya başvurdu ancak sonuç alamadı. Eymür’ün açıkladığı liste ile bu cinayetin, şimdi Susurluk çetesi tarafından işlendiği ortaya çıkmış oldu. İranlı Askar Smitko ve Lazem Esmaeili ise 28 Ocak 1995 tarihinde Yeşil ve polisler tarafından öldürüldü. Uyuşturucu kaçakçısı Varujan Kumdagezer Bakırköy’de Ocak 1999 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda öldü.
Ölüm listesini açıkladı
Mahkeme başkanın “Öldürülecek Kürt işadamları listesini” sorması üzerine Mehmet Eymür, Tarık Ümit’le ilk görüşmesinin 14 Temmuz 1994 tarihinde gerçekleştiğini, Ümit’in kendisine ilk olarak 29 kişilik liste verdiğini kaydetti. “Tarık Ümit daha sonra bir cep defterinde kayıtlı isimlere bakarak PKK uyuşturucu bağlantılı isimleri vermiştir. Bu listedekilerin çoğu Güneydoğulu, Kürt kökenli işadamlarıydı. Listede o tarih itibariyle öldürülenler vardı. Tarık Ümit, bazılarının kindisinin infaz ettiğini söyledi” diyen Eymür, duruşmada Tarık Ümit’in verdiği listeki isimleri okudu.
Birand da listedeymiş
Mehmet Eymür, Tarık Ümit’in çeşitli tarihlerde verdiği isimlerle bu sayının 54’e çıktığını belirtti. Eymür’ün mahkemeye verdiği dilekçede ise 54 ismin hepsi sıralandı. Duruşmada okunan isimlerin dışında, şu isimler listede yer aldı: Abdullah Öcalan. Adil kod. Adnan Yıldırım. Ahmet Uğurlu, Behçet Cantürk, Çetin Kod, Hacı Karay, Hakkı Aksoy, Hilmi Tan, Hüsrev Bayram, Medet Serhat, Mehmet Ali Birand, Mehmet Gözübüyük, Mehmet Şerif Baybaşin, Necdet Bayram, Necdet Buldan, Nevzat Telli, Oktay Keçik, Sabahattin Demir, Savaş Buldan, Servet Baybaşin, Şirin Baybaşin, Şükrü Koray, Vahdet Bayram...
Ümit üç cinayet işledi
Tarık Ümit’in bu isimlerin PKK’ye yardım eden işadamaları olduğunu söylediğini ifade eden Eymür, “Söylendiğine göre bunların pasifize edilmesi için üst makamlardan emir alınmış” dedi. Eymür, “pasifize edilmesi öldürmek mi” sorusu üzerine ise, “Siz ne anlarsanız” demekle yetindi. Tarık Ümit’in bizzat işlediği cinayetlerin sorulması üzerine şu bilgileri verdi:
“Toplam 54 kişilik liste. Bunların içinde Mehmet Ali Birand da vardı. Şenkal Atasagun bizzat Birand’ı ikaz etti ve koruma verdi. Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım’ın infazını bizzat kendisinin yaptığını söyledi. İstanbul Çınar Oteli’nin önünden alınmış. Buldan, serbest bırakılması için arabasındaki 165 bin dolar, daha sonra da 1 milyon dolar vermeyi teklif etmiş. Tarık Ümit kabul etmemiş. Savaş Buldan, Düzce’de infaz edildiği yere götürmüş. Orada Buldan sorgulanmış, uyuşturucu parasını PKK’ye yardım ettiğini itiraf etmiş. Tarık Ümit, bu nedenle infaz ettiğini söyledi. Savaş Buldan, Hüseyin Kocadağ’ın kendisinden 300 bin dolar rüşvet aldığını da itiraf etmiş.”
Devlet adına diye
Duruşma sırasında İbrahim Şahin’in avukatı Basri Aydın, “Tarık Ümit’in işlediği cinayetleri neden adli makamlara intikal ettirmediniz?” diye sordu. Mehmet Eymür ise “Ama devlet adına yaptığını söyledi” demekle yetindi.
MİT kapatıldı
Mehmet Eymür, Tarık Ümit’in görüşmede beraber çalıştığı özel harekat polislerinin ismini de verdiğini ifade ederken, “Tarık Ümit, sanık polisler Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu ile aynı evde kalıyordu. Onlarla beraber çalışıyordu. Bunlar Tarık Ümit’le görüşme raporları var. Ancak bu raporlar, MİT’te yok edilmiş. Maalesef kendi içimizde bu olayları kapatmak isteyen arkadaşlar oldu. (Kim bunlar sorusu üzerine) MİT Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay. Bazı raporları da yok ettiler” dedi.
Ağar’ın ‘tosunlar’ı....
Ümit’in kaybolmasından sonra bulunması için çok uğraştıklarını belirten Eymür, “Şimdi öldü diye düşünmek gerek. Sonradan Çatlı’nın sorguladığını duyduk” ifadesini kullandı. Tarık Ümit’in kaçırılmasından sonra dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ağar ile görüştüğünü anlatan Eymür, bu görüşmeyi şöyle anlattı: “Bu adamlar siyasi cinayetlere girecekler dedim. Mehmet Ağar ise ‘Tosunları biz Azerbaycan’a götüreceğiz’ dedi. Bu işlerden kendisinin haberinin olmaması mümkün değil. Adamı sağ olarak bırakın dedim. Haberim yok, bakıcam dedi. (MİT’çi) Yavuz Ataç da İbrahim Şahin ile görüştü. Bu işler uzarsa birbirimize gireceğiz dedi. Tarık Ümit çok düzgün bir adam değildi. Ama bizim için şeref meselesiydi.”
Çatlı ve polisler
Duruşmada “Ağar’ın tosunları kim” diye sorulması üzerine Eymür, “Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Abdurrahman Buğday, Sami Hoştan, Sedat Peker, Mehmet Gözen. Özel harekatçılardan ise Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Semih” yanıtını verdi. Eymür, Tarık Ümit’in öldürülmesi nedeni ise “Bize bilgiler vermesi emniyet içinde rahatsızlık oldu. Kaçırılıp öldürülmesine buna bağlıyorum” dedi.
Yeşil’i dışta kullandık
Avukatların sorularını da yanıtlayan Eymür, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’la çalıştıklarını anlatırken, “Onun bu işlerde ilgisi olduğu söylendi. O zaman biz de Yeşil’i sorguya aldık. İki İranlının kaçırılması olayında kendisine para yollandığını, bunu kabul ettiğini, bir kısmını İbrahim Şahin’e verdiğini ve paylaşmayı bildiğini söyledi. Yeşil’i biz daha çok yurtdışı operasyonlarda kullandık” ifadesini kullandı.
Suç ekibi Ağar’a bağlıydı
O dönem özel bir suçu ekibinin oluşturulduğunu anlatan Eymür, “Arasında eski ülkücüler vardı. Bunlar cinayet ve haraç gibi işlere girmişlerdi. Mehmet Ağar’a bağlı olan bu grubu İbrahim Şahin ve Korkut Eken sevk ve idare ediyordu. Bunlara emniyet tarafından yeşil pasaport verildi. Bunları suç örgütü olarak nitelendirebiliriz. Bazı kişilere polis hüviyeti verip, adam alıp kafasına sıkmak devlete yakışmaz” dedi. Avukat Selçuk Kozağaçlı’nın “Tarık Ümit nasıl biriydi” sorusuna yanıt veren Eymür, “Tarık, çok da makbul bir vatandaş değildi. Zaten, kirliliği ortaya çıkarmak için temiz insanlara bunu yaptıramazsınız. Tarık çok konuşan, asabi biriydi. Ama Tarık vasıfları itibariyle çok iyi bir haber elamınıydı” ifadesini kullandı.
Köksal ifade verecek
Tanık ifadelerinin ardından söz alan katılan avukatlarından Yusuf Alataş, Mehmet Ağar’ın duruşmalara katılmamasını eleştirerek, “Adil bir yargılama olacaksa Ağar duruşmaya katılmalı ve kendisine soru sormalıyız. Başından beri rapor sunuyor. Silahlı teşekkül oluşturmaktan ceza almış birini mahkeme önüne getiremiyorsunuz” dedi. Duruşmayı bitiren mahkeme, İstanbul’da yaşayan Mehmet Ağar’a doğrudan soru sorulması için SEGBİS sistemi üzerinden telekonferans yöntemi ile gelecek duruşmaya katılmasına hükmetti. Ayrıca gelecek duruşmada Susurluk raporunu hazırlayan eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal ile MİT Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay’ın tanık olarak dinlenmesine hükmedildi. Mahkeme, dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz’ın tanık olarak dinlenip dinlenilmeyeceğine ise ileride karar vereceğini bildirdi.
Tarık Ümit kimdir?
1975’ten itibaren MİT’le çalışmaya başlayan haber elamanı Tarık Ümit, yeraltı dünyasına sızarak istihbarata bilgi aktardı. Yer altı dünyasının ünlü isimlerinden Dündar Kılıç’ın bir dönem yanında bulunan Ümit, Mehmet Eymür tarafından hazırlanan MİT raporunun yazımında etkili oldu. Mehmet Eymür, bu rapor nedeniyle MİT’ten ayrılınca Tarık Ümit, Ağar ve ekibine yanaştı. MİT haber elamanı olan Tarık Ümit, Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemde emniyete de muhbirlik yaptı. Özel harekat polisleri ile birlikte çalışan Ümit, 2 Mart 1993 tarihinde özel timciler Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu tarafından İstanbul Divan Pastanesi önünden alındı. Ancak Ümit’ten o tarihten sonra bir daha haber alınamadı. İddiaya göre polisler tarafından kaçırılan Ümit, Abdullah Çatlı tarafından Sami Hoştan’ın çiftliğinde sorgulandı ve infaz edildi
19 faili meçhulle ilgili yargılanıyorlar
Faili meçhul cinayetler davasında 19 sanık yargılanıyor. 1993-1996 yılları arasında öldürülen şu isimler dava konusu ediliyor: Yusuf Ekinci, Kürt işadamı Behçet Cantürk, Recep Kuzucu, Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan, Savaş Buldan, Adnan Yıldırım, Hacı Karay, Medet Serhat, İsmail Karaalioğlu, DEP İl Başkanı Faik Candan, İran uyruklu Lazem Esmaeili, Askar Smitko, MİT’çi Tarık Ümit, Ömer Lütfi Topal, Feyzi Aslan ve Salih Aslan. Metin Vural, Hikmet Babataş.
25/01/2011 Haber: İsmail Saymaz Kaynak: Radikal.com.tr
İstanbul’da, 1995 yılında öldürülen Kürt işadamı Adil Durmaz soruşturmasında, şimdi 21 yaşına basan üniversiteli kızı E.’nin, “Babamın faillerini arıyorum” diyerek başvurmasıyla ilk kez bir adım atıldı. Kadıköy Başsavcılığı, Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde ‘öldürülecek Kürt işadamları listesi’ olduğunu iddia eden Hüseyin Baybaşin’e, Durmaz cinayetiyle ilgili yazılı soru gönderdi.
Vanlı işadamı Adil Durmaz, İstanbul’da inşaat işi yapıyordu. 21 Kasım 1992’de, Kadıköy Feneryolu’ndaki evinden çıkarken silahla yaralandı. Niye vurulduğu bilinmiyordu. Üç buçuk ay sonra gözaltına alındı. Kadıköy Savcılığı’na verdiği 5 Mart 1993 tarihli dilekçesine göre, gözaltında işkence görmüştü. Üç gün sonra verdiği ikinci dilekçede, Kadıköy Emniyet Müdürü Süleyman Başgöl’ün emriyle, Fikirtepe Karakolu Başkomiseri Osman Ulukoz’un kendisine işkence yaptığını anlattı.
İddiaya göre Durmaz, adının ‘öldürülecek Kürt işadamları listesi’nde olduğunu öğrenmişti. Gözaltına alındığı bir gün, önüne, PKK ’ya yardımda bulunduğuna ilişkin faturalar konulmuştu.
1995’te, 2.5 yıl önce yaralandığı saldırı aydınlatıldı. İddianameye göre talimatı, Terörle Mücadele’de çalışan emekli Başkomiser Samet Öztürk vermişti. Öztürk, eski PKK’lı Sebahattin Zorlu’yu para karşılığı Durmaz’ı öldürtmeye azmettirmişti. Zorlu da iki tetikçi bulmuştu.
Adil Durmaz, tatile çıkmayı kararlaştırıp korumalarına izin verdiği 15 Eylül’de, kardeşiyle evden çıkıp arabasına bindiğinde iki kişi tarafından öldürüldü. Saldırganlar bulunamadı. Nedense savcılığın aklına, Adil Durmaz’ın yaralanmasıyla ilgili Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde dosyaya bakmak gelmedi. Yaralama olayıyla ilgili son duruşma, 21 Aralık 1995’te görüldü. Öztürk beraat etti. Karara göre saldırıyı Zorlu azmettirmiş, tetikçiler suçu işlemişti. Tutuklu sanıklar tahliye edildi, biri para cezasına çarptırıldı.
Karardan Durmaz ailesinin haberi olmadı. Baskıdan ötürü Van ’a yerleştiler. Anne Durmaz çocuklarını sakınmak için davayla hiç ilgilenmedi. Durmaz’ın şimdi üniversitede okuyan kızı E., bir gün avukat Eren Keskin’in kapısını çaldı. Keskin’e, babasının “Ne olur ne olmaz” diyerek bıraktığı ses kaydını da verdi.
Keskin, Durmaz dosyasını aramak için Kadıköy Adliyesi arşivine girdi. Durmaz 1993’te verdiği, 1993/6417 numarasıyla işleme konulan dilekçenin akıbetini öğrenmek istediğinde şok yaşadı. Çünkü soruşturma defterinde sadece bu sayfa eksikti.
Keskin, suç duyurusunda bulunup dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Samet Öztürk, Süleyman Başgöl ve Osman Ulukoz hakında dava açılmasını istedi. Kadıköy Başsavcılığı da 15 yıl sonra suskunluğunu bozup ilk işlemini yaptı. Çiller döneminde, ‘öldürülecek Kürt işadamları listesi’ olduğunu ileri süren uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin’in yanıtlaması için, tutuklu olduğu Hollanda’ya sorular gönderildi. Savcılık Baybaşin’e, Durmaz’ın isminin bu listede olup olmadığını ve bu cinayet hakkında bilgisi olup olmadığını sordu.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.