2025-10-28 01:53:01 | Son Güncelleme : 2025-10-28 08:38:10
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, bugün, 12 Mayıs 2025’te kendini feshettiğini duyuran PKK’nin Türkiye’deki tüm güçlerini geri çekme kararına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Süreçte gelinen son aşamanın değerlendirildiği toplantıda konuşan Bakırhan, Türkiye tarihinin akışını değiştirebilecek anlardan geçildiğini söyledi.
Bakırhan: Kendi hikâyemizi yazma zamanı
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Bakırhan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
Sürecin ikinci aşaması: “İmralı’dan yükselen ses, 40 yıldan fazla süren çatışmanın seyrini değiştirdi. Sayın Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yaptığı silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı, sadece bir çağrı değildi; tarihin hafızasına kazınan bir dönüm noktasıydı. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın partimizin sıralarına gelerek el sıkışması, barış iradesine olan güveni tazeledi. Ve son olarak 26 Ekim’de, yani dün, ülke olarak çok kritik ve anlamlı adımlardan birine tanıklık ettik. Daha önce fesih kararı alan PKK, tüm güçlerini Türkiye sahasından çektiğini açıklayarak çözüm ve barışta ısrarcı olduğunu dünya kamuoyuna deklare etti.
“Bu geri çekilme kararı, barış yolundaki kararlılığın en somut ifadesi, demokratik ve siyasi çözüme olan inancın sarsılmaz bir adımıdır. Eğer süreci doğru yönetirsek; Türkiye, sorunları diyalogla çözen, insanlığa umut veren, geleceğe ışık tutan bir örneği dünyaya armağan edecektir. Gelinen noktada, sürecin birinci aşaması kapanmıştır. Şimdi çözümü başka bir yerden beklemeden, kendi hikâyemizi yazma zamanıdır. Çok daha kritik ve hayati olan ikinci aşamaya, yani ‘hukuki ve siyasi’ adımlarla toplumsal barışa geçiş zamanıdır. Süreç yasalarla, haklarla, özgürlüklerle gelişmeli. Geldiğimiz noktada Öcalan’ın çabası, öngörüsü, ısrarı ve barışın inşasındaki rolü belirleyicidir. Bu bakımdan, kendisinin daha fazla inisiyatif alabilmesi, süreçte daha etkin rol oynayabilmesi için yollar açılmalı, imkânlar sağlanmalıdır.
Provokasyon uyarısı: “Herkes barış iradesine uygun hareket etmelidir. Geçmişin olumsuz refleksleri ve söylemleri bırakılmalı, geleceğin demokratik aklı ve dili benimsenmelidir. Düşman algısı değil yurttaş algısı, tehdit tanımı değil hak tanımı yapılmalıdır. Güvenlikçi dil değil özgürlükçü dil; korku politikası değil umut politikası üretilmelidir. Eski düzenin koruyucuları, statükonun sahipleri, çatışmadan beslenen yerel ve uluslararası güçler bu süreci baltalamak isteyebilir. Provokasyonlar tezgâhlanabilir. Korku senaryoları üretilebilir, karalama kampanyaları olabilir… Ama biz, kararlı duracağız. Barış yoluna devam edeceğiz. Biz, barıştan vazgeçmeyeceğiz. Bunu herkes bilmelidir. Şimdi iktidar, muhalefet, devlet, sivil toplum, medya, akademi ve herkesin sorumluluk üstlenme zamanıdır.”
Hatimoğulları: Siyasi ve hukuki adımlar hızla atılmalı
Tülay Hatimoğulları ise özetle şöyle konuştu:
“Bugün yeni bir eşiği geçiyoruz. Şimdi hepimizin görevi bu zemini özenle işleyerek demokratik bir Türkiye'yi birlikte inşa etmektir. Doğru okursak, son bir yılda atılan tarihi adımlar, bize ikinci yüzyılda Cumhuriyet’i demokratikleştirmek için büyük fırsatlar veriyor. Demokratik entegrasyon anlayışıyla barışı inşa etmek, Demokratik Cumhuriyet’e açılan kapının anahtarıdır. Bu süreç yalnızca siyasi değil, kültürel ve toplumsal bir dönüşüm sürecidir. Bilinç ve toplumsal dönüşümle; barışın ve demokratikleşmenin inşasını hep beraber güçlendirebilmeliyiz. Kimse kendisini bu sürecin dışında görmemeli.
İktidara ve devlete çağrı: “Türkiye’deki aydınlara, akademisyenlere, yazarlara çağrımızdır: Türkiye toplumuna karşı sorumluluğumuz gereği; kaygılara, kuşkulara rağmen barışı sahiplenmek çok değerli. Kadınlara ve analara çağrımızdır: Çatışmanın en derin yaralarını taşıyanlar olarak barışın baş mimarı biz kadınlar olmalıyız. Gençlere çağrımızdır: En çok bedel ödeyenler olarak barışa sizlerin dört elle sarılacağına inanıyoruz. Barışı kurma sorumluluğu en çok da sizin omuzlarınızdadır. Bir çağrımız da iktidara ve devletedir: Sürecin bu yeni aşamasında siyasi ve hukuki adımların hızla atılması, sürecin ilerlemesi için son derece önemli. Altını tekrar çizerek belirtmeliyim ki toplumun; yürütme erkinden ve yasa yapma iradesi olan Meclis’ten beklentisi ve talebi var. Toplumun sesi artık duyulmalıdır.”
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.