2025-10-23 23:48:30 | Son Güncelleme : 2025-10-31 06:08:26
HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı’nın organize ettiği “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”nın ikincisi Van’da gerçekleştirilecek. İlki geçtiğimiz yıl Diyarbakır’da yapılan çalıştay öncesi HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı İshak Sağlam, kentte görev yapan yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya gelerek program hakkında bilgi verdi.
Şehrivan Gazetesi'nin haberine göre; Düzenlenen kahvaltılı basın toplantısına, Sağlam’ın yanı sıra HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları Mahmut Şahin, Yahya Oğraş, Mahmut İrtem, GİK Üyesi Mehmet Mehdi Oğuz ve Van İl Başkanı Rasim Sayğın da katıldı.
Konuşmasına 2011 yılında yaşanan Van depreminde hayatını kaybedenleri anarak başlayan Sağlam, “14 sene önce Van’da büyük bir yıkım yaşadık. Büyük can kayıpları ve yıkımlar yaşadık. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum.” dedi.
Kürt meselesinin bölgenin ve ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Sağlam, “1. Dünya Savaşı'ndan sonra sınırlar çizilirken Kürtlerin yaşadığı toprakların aralarına sınırlar koyarak her ülkede bir parça Kürt halkının kalmasını sağlayıp bulunduğu ülkelerde bir sorun gibi görülmesi, bir sorun gibi muamele görmesi için bir plan ve proje ürettiler. Maalesef ülkemizde bu konuda sorun yaşayan ülkelerden bir tanesidir. İlk günden itibaren oluşturulmaya çalışılan ve oluşan ve sıkıntılarını yaşadığımız, yüzbinlerce insanın canına mal olan, milyonlarca insanın yerinden, yurdundan kopmasına sebep olan bu meselelerle ilgili olarak ülkenin temel bir sorunudur. Bunun mutlaka çözülmesi gerekir. Bu sorun çözülmezse ülke huzur ve düzene karışmaz diye bir politikayla biz bugüne kadar geldik ve hep bunu diri tutmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
“CUMARTESİ GÜNÜ VAN'DA KÜRT MESELESİNE İNSANİ ÇÖZÜM ADIYLA ÇALIŞTAY DÜZENLEYECEĞİZ”
Türkiye'de etnik, dini, Mezhebi, Sosyal sorunlarının olduğunu belirten Sağlam, şu şekilde devam etti:
“Bunların mutlaka halledilmesi gereken sorunlar. HÜDA PAR olarak da parti programımızda ve bugüne kadar uyguladığımız politikalarla biz çözüm yolunu üretmek konusunda da ciddi gayretler içerisinde olduk. Kürt meselesi HÜDA PAR’ın temel meselelerden bir tanesi olarak sürekli üzerinde durduğumuz hususlardan bir tanesidir. Biz 2015 yılında birçok sivil toplum kuruluşuyla beraber Kürt meselesine İslami çözüm adı altında bir Çalıştay yapmıştık Diyarbakır'da. Büyük ses kestirmiş omişti. Türkiye'de bu konuda söz söyleyen, bu konuda dertli olan ve çözüm merciinde olabilecek birçok insanımız orada gelip düşüncelerini dile getirdiler. Çözüm önerilerini dile getirdiler. Biz bunların hepsini bir araya getirdik. Bir kitapçık olarak da istifadeye sunduk. Yine bu Şubat ayında 15-16 Şubat'ta Diyarbakır'da Kürt meselesine insani çözüm adıyla iki günlük yine bir çalıştay düzenledik. Bu konuda siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri gelip burada görüşlerini dile getirdiler. Çözüm önerilerimizi sunduk. Sonuç bildirgesiyle bunu Türkiye'ye ilan ettik ve bunu da inşallah kitaplaştırarak yine istifadeye sunduk. Bu önümüzdeki cumartesi günü yine Van'da Kürt meselesine insani çözüm adıyla bu Diyarbakır'ın devamı olabilecek nitelendirdiğimiz bir çalıştay düzenleyeceğiz. Yine konusunda uzman ve bu konuda daha önce söz söylemiş, söz söyleme kabiliyeti olan, bu konuda dertli olan insanlarımız, siyasetçilerimiz, toplum önderlerimiz burada sunumlarını yapacak.”
“DEVLETİN KURULUŞUNDAN BERİ MAALESEF OLUŞAN BİR SORUNDUR”
Kürt meselesisin masaya yatırılacağını vurgulayan Sağlam, “Biz bu çalışmalarımızla Bir iki çalışta yaparak bu sorunu çözeceğiz. Bunu Van'daki programdan sonra artık önümüzde Kürt meselesi diye bir mesele kalmayacak. Bu sorunlar çözülecek iddiasında da değiliz. Bu konuda daha önce Diyarbakır'da konuştuk. Bu şu anda eksik kalan konuları konuşacağız. Bundan sonra bu konuda konuşulmadık söz kalmayacak gibi bir iddia da iddiamız da yok. Hatta şunu da biliyoruz ya aslında bu konuda şu gök Söylenemedik bir söz aslında kalmadı. Yani söylenebilecek belki birçok şey söylenmiş. Belki gündem değişiyor, dünyadaki konjonktür değişiyor. Bunlarla ilgili yeni çözüm önerileri gelebilir. Ama gerçekten bu konuda çok geniş bir anlamda özellikle son 15-20 yıl içerisinde çözüm önerileri olarak çok şey söylendi. Herkes bu alana indi ve kendi düşüncelerini dile getirdi. Ama şunu görüyoruz. Yani biz belli bazı periyotlarla bir araya geliyoruz, konuşuyoruz, çözüm önerilerimizi dile getiriyoruz ama bir şeyler oluyor. Masa devriliyor ve gündemden düşüyor. Bu bir sorundur. Bugün oluşmuş bir sorun değil. 30 sene önce, 40 sene önce, 50 sene önce de oluşmuş bir sorun değil. Devletin kuruluşundan beri maalesef oluşan bir sorundur. Çünkü temelleri bize göre yanlış atılmış bir sosyoloji içerisindeyiz. Bizim sosyolojimize, bizim inancımıza ve kültürel yapımıza, etnik yapımıza uygun olmayan işler yapıldı ve biz bundan dolayı çok acı çektik. Belli dönemlerde bu bunun konuşulup belli dönemlerde artık bu soru kalmadı gibi bir durumla karşı karşıya değiliz. Yani meşhur tabiriyle şeyleri hala altına çöpleri hala altına süpürmekle yani görünür olmaktan çıkarmakla bu soru hal olmuyor. Yani artık sorun yok. Bak terör de yok, şiddet de yok. O nedenle bu sorun bitti gibi bir durumda değiliz. Böyle bir yaklaşım bizi gelecekte daha büyük sıkıntılara ve sorunlarla karşı karşıya getirebilir.” Şeklinde konuştu.
“SADECE DİL MESELESİ OLARAK DA ADLANDIRILABİLECEK BİR MESELE DEĞİL”
Türkiye'de Kürtler kendi kimliğiyle istediği şekilde bir yaşayamadığını belirten Sağlam, sözlerini şöyle sonlandırdı. “Türkiye'deki iki kurucu unsurdan birisi olan Kürtler kendi diliyle bu milletin meclisinde kendi diliyle konuştuğu zaman, mikrofonlar kapatılabiliyor ve bu sözler kesilebiliyor. Sadece, Kürtçenin resmi olarak kabul edilmemesi, resmi olarak görülmemesi ve bununla ilgili kanunların olmaması bile bence bu sorunun varlığını kabul etme anlamında yeterli bir noktadır. Ama sorun çok daha büyüktür, çok daha kapsamlıdır ve sadece dil meselesi olarak da adlandırılabilecek bir mesele değil. Bunun için mutlaka bu soruna odaklanmamız ve bu sorunu çözmemiz lazım ki oynamak dışarıdan oynanmak istenen oyunlarda biz de bir alet olmayalım. Bizim üzerimizde oyunlar oynanmasın. Bizim aramızdaki bu farklılıklar bir çatışma ve kavga vesilesi olmasın. Bir renklilik, bir kültür mozaik'i haline gelsin. Bunu yapan ülkeler var ve bizim medeniyetimizde de bu vardır.” dedi
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.
