Van’da 2021 yılında hizmete gi...
MEBİT

Van’da 4 yıldır bitmeyen sorun: vatandaş kaçıyor! Atıklar Göle karışıyor!

Van’da 2021 yılında hizmete giren ve daha sonra özelleştirilen Van Merkez Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nden yayılan kötü koku yazın başlamasıyla birlikte yine bastırdı. Sıcak havalarda etkisini artıran ve geniş bir alana yayılan koku, İskele Mahallesi ve çevre mahallelerde yaşayan vatandaşların hayatını olumsuz etkiliyor. Yıllardır çözüm bekleyen çevre halkı, artık yaşanmaz hâle gelen kokudan kaçarak bölgeden uzaklaşmak zorunda kalıyor.

Abone Ol

2025-07-02 14:58:36 | Son Güncelleme : 2025-07-14 03:16:37

Van’da 4 yıldır bitmeyen sorun: vatandaş kaçıyor! Atıklar Göle karışıyor!

Van’da 2021 yılında faaliyete geçirilen ve daha sonra özelleştirilen Van Merkez Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi, her yaz mevsiminde olduğu gibi bu yıl da kötü koku şikâyetleriyle yeniden gündemde. Özellikle sıcak havaların artmasıyla birlikte tesisten yayılan ağır koku, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi yolu başta olmak üzere geniş bir alana ulaştı. Vatandaşların sağlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bu sorunla ilgili yıllardır çözüm bulunamazken, çevrede yaşayan halk çareyi taşınmakta buluyor. Açıldığı günden bu yana kamuoyunda tepkilere neden olan tesis, çevresindeki yaşam alanlarını adeta yaşanmaz hale getirdi. Sıcakların bastırmasıyla birlikte kokunun yayıldığı alan da genişlerken, vatandaşların uzun süredir yaptığı çağrılara ve resmi makamlardan gelen çeşitli açıklamalara rağmen tesisteki koku problemi çözülemedi. Arıtma tesisinden yayılan kokuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma ve Geliştirme Derneği (Van ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, kokunun sadece evlere değil, vatandaşın hayatına da sindiğini belirterek acilen önlem alınması gerektiğini dile getirdi.

BAŞKAN KALÇIK: VAN GÖLÜ, DOĞANIN BİZE BAHŞETTİĞİ EN BÜYÜK ARMAĞANDIR
Başkan Kalçık, Van Gölü’nün önemini dile getirerek, “Van Gölü, doğanın ve yaratıcının bize bahşettiği en büyük armağanlardan biridir. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, aynı zamanda en güzel göllerinden biridir. Bu güzellik, uzaydan çekilen fotoğrafla da tescillenmiş ve göl, bu karelerle dünya birinciliğini elde etmiştir. Van Gölü, sadece görsel güzelliğiyle değil, aynı zamanda yaşam kaynağı oluşuyla da olağanüstü bir değerdir. Çünkü su, hayattır. Bu büyüklükte bir su havzasının varlığı, bu coğrafyada hayatı mümkün kılmaktadır. Bu nedenle Van Gölü bizim için vazgeçilmezdir” dedi.

“SULAK ALANLAR OKSİJEN KAYNAĞIMIZDIR”
Van Gölü çevresindeki sulak alanların önemine dikkat çeken Kalçık, “Van Gölü, doğanın birçok yerde bahşetmediği kadar kıymetli bir varlıktır. Göl çevresinde oluşan sulak alanlar ve sazlıklar, Türkiye’deki sulak alanların yaklaşık beşte birini oluşturmaktadır. Bu alanlar, doğanın kendi arıtma sistemleri olan ileri biyolojik arıtmalar gibi işlev görür. Milyonlarca canlının üreme alanıdır. Üstelik bölgemizde orman bulunmadığından, bu sazlıklar bizim oksijen kaynağımız olan yeşil alanlarımızdır. Kişi başına düşmesi gereken yeşil alan 10 metrekare olması gerekirken, Van’da bu oran yalnızca 0.1 ila 0.7 metrekare arasındadır. Bu açığı da sazlıklar kapatmaktadır. Bu yüzden sazlıklar parayla pulla ölçülemeyecek kadar değerlidir” diye konuştu.

ARITMA SİSTEMLERİ YETERSİZ, KİRLİLİK CİDDİ BOYUTTA
Van’daki arıtma tesislerinin geçmişiyle ilgili bilgi veren Kalçık, “Van Gölü kıyısındaki ilk arıtma tesisi 1976 yılında yapıldı. Arıtmada sadece 10-11 havuz yapıldı ve bunlar hiçbir zaman tam kapasiteyle çalışmadı. Çalışan sistemler de sadece çökertme yöntemiyle Van Gölü’ne deşarj sağladı. 2000’li yıllarda yeni bir arıtma tesisi inşa edilmeye başlandı. Bu tesis 2022 yılının sonuna doğru devreye girdi, ancak uzun süre aktif bir şekilde çalışmadı. Kısa bir süre iyi işlese de, işletmeyi üstlenen firmanın ihmalleri nedeniyle sistem verimli şekilde çalışmıyor” ifadelerini kullandı.

VAN’DA ARITMA TESİSİ’NDEN YAYILAN KOKU YİNE GÜNDEMDE: VATANDAŞ KAÇIYOR!
Arıtma tesisinden yayılan kokuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kalçık, “Son dönemde gözlemlediğimiz gibi, tesisten yayılan kötü koku ciddi boyutta. Ayrıca, değirmenden geçen kanalizasyon atıklarının parçalanarak doğrudan göle deşarj edildiğine şahit olduk. Bu, hiçbir gerekçeyle kabul edilemez bir durumdur. Van Gölü’ne 1 miligram dahi evsel ya da kanalizasyon atığı karışmamalıdır. Ne yazık ki göl çevresinde bulunan iki il ve 13’e yakın ilçe bu konuda büyük risk oluşturmaktadır. Bunların başında da en fazla atık yükünü çeken ve sizinle ziyaret ettiğimiz arıtma tesisi geliyor. Buraya saniyede 1.800-2.000 litre kanalizasyon atığı gelmektedir” diye aktardı.


VAN’DA 4 YILDIR BİTMEYEN SORUN: KOKU BİTMİYOR, TEPKİLER ARTIYOR
Kokunun kaynağına da değinen Kalçık, “Kokunun iki ana sebebi var. İlki, arıtma tesisinden gelen koku. Buna zaten birlikte şahit olduk. İkinci ve belki de daha büyük sorun ise dip çamurudur. 1976’dan bu yana göle doğrudan deşarj edilen kanalizasyon atıkları göl dibinde büyük bir çamur tabakası oluşturdu. Son yıllarda bu dip çamuru çıkarılmaya çalışılıyor ancak teknik kurallara uyulmadan, hatalı yöntemlerle yapılıyor. Örneğin, büyük maliyetlerle yapılan 150 metrelik yollar, dip çamurunu gölden almak yerine neredeyse tekrar göle dolgu olarak geri taşımaya neden oluyor. Bu da ciddi bir çevre tahribatına yol açıyor. Dip çamuru uygun şekilde bertaraf edilmesi gerekirken, dolgu malzemesi olarak kullanılıyor. Bu sadece kokunun değil, aynı zamanda çevreye verilen zararın da kaynağıdır” şeklinde konuştu.

HEM DERELERDEN HEM İLÇELERDEN ATIKLAR GÖLE KARIŞIYOR
Van Gölü’ne akan akarsulara da değinen Kalçık şunları söyledi: “Erciş, Tatvan, Gevaş, Muradiye gibi çevre yerleşimlerin çoğunda ya hiç arıtma tesisi bulunmamaktadır ya da mevcut tesisler yeterli kapasitede çalışmamaktadır. İleri biyolojik arıtma sistemleri yoktur. Bu da Van Gölü’nde ciddi boyutta kirliliğe neden olmaktadır. Bununla sınırlı değil. Van Gölü’ne karışan yaklaşık 110-120 dere ve akarsu da ayrı bir kirlilik kaynağıdır. Bu akarsuların büyük kısmı yerleşim yerlerinden geçtikten sonra göle ulaşmakta ve içlerinden çoğu, evsel ve kanalizasyon atıklarını arıtmadan doğrudan göle taşımaktadır. Bu da kirliliği katlamaktadır.”

KALÇIK’TAN ÇAĞRI: ACİLEN İLERİ BİYOLOJİK ARITMA TESİSLERİ KURULMALI
Tüm yerleşim alanlarına ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulması gerektiğini dile getiren Kalçık, “Bu nedenle tüm yerleşim alanlarında acilen ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulması gerekiyor. Bu sistemler, enerji kesintisi, maliyet gibi gerekçelerle asla durdurulmamalı; ne olursa olsun sürekli çalışmalıdır. Aynı şekilde bu derelerin ıslah edilmesi, gerekiyorsa üzerlerinin kapatılması ya da kirliliği engelleyecek her türlü sistemin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu gölü korumak, sadece bugünün değil, gelecek kuşakların hakkını da gözetmek demektir” dedi.

ÇÖZÜM BEKLEYEN BİR YAZ DAHA: YETKİLİLERİN DUYARLI OLMASI ŞART!
Önlemlerin alınması gerektiğini belirten Kalçık, “Ben İskele Mahallesi’nde yaşıyorum. Bazı akşamlar balkona çıkamayacak kadar yoğun kokuyla karşılaşıyoruz. Bu durum sadece yaşam hakkımızı değil, yaşam kalitemizi de doğrudan etkiliyor. Bu yüzden hem yetkililerin hem de tüm Van halkının duyarlı olması şart. Bu coğrafyada yaşayan herkesin doğasına, suyuna sahip çıkması gerekiyor. Van Gölü, hepimizin ortak sorumluluğudur” diye konuştu.

 

ŞEHRİVAN GAZETESİ

  • Etiketler : ÇEVRE KİRLİLİK VAN HABER
  • YORUM YAP
    Yorumlar (0)

    Bu habere ilk yorum yapan sen ol.

    ÖNERİLENLER