2011-06-17 20:58:00 | Son Güncelleme : 2025-01-20 06:00:21
Diego Forlan: Uruguay futbolunun çok şey beklediği yıldız oyuncu, 1979'da ülkesinin Montevideo şehrinde doğdu. Sarı kıvırcık saçları ile önce tenis kortlarında sahne aldı. Babası da eski bir Uruguay milli takımı futbolcusu olan Forlan, gençlik yıllarında tenis oynadı.
Ancak Forlan aile geleneği olan futbola kötü kazalar sinsilesinin ardından geri dönüş yaptı. Kız kardeşinin sol tarafından sakat kaldığı ve erkek arkadaşını kaybettiği bir trafik kazası geçirmesinden sonra, futbola devam kararı aldı.
Profesyonel kariyerine başladığı Arjantin'in Independiente kulübünde 4 yıl forma giydi. Forlan, bu kulüpte golcülüğüyle ön plana çıktı ve Avrupa takımlarının transfer listesine girdi.
79 maçta 39 gol atan Forlan 22 yaşında transfer listelerinin en başına yükseldi. Ardından 2002 yılının Ocak ayında 6.9 milyon İngiliz Sterlini karşılığında Manchester United'a transfer oldu.
Manchester United ve İngiltere kariyeri pek iyi başlamayan Forlan, hayal kırıklığı yaşayarak yarım sezonda hiç gol atamadı. Devre arası geldiği Old Trafford kariyeri hayal kırıklığı olarak sonlansa da, zaman zaman önemli gollere imza atarak taraftarlara kendini sevdirmeyi başardı.
Önemli maçlarda önemli goller atma becersiyle ön plana çıkan forlan özellikle 2002-2003 sezonunda takım şampiyon olurken, Aston Villa ve Chelsea karşında attığı goller çok büyük katkı sağladı.
Anfield'de Liverpool'u 2-1 yenerken attığı iki golle de taraftarın sevgilisi konumuna gelmeyi başardı. Forlan'ın Manchester United kariyerindeki akıllarda en fazla kalan maç ise Kasım 2002'de Southampton'a karşı olanıdır. Manchester United kariyeri boyunca 95 kez Kırmızı Şeytanların formasını giyen Forlan 17 gol kaydetti.
2004 yılının yaz aylarında transfer için İspanyol kulüpleri Atletic Bilbao ve Levante'yle adı ciddi şekilde anılan Forlan bir diğer İspanyol takımı Villarreal'e transfer oldu. Forlan transferinin ilk yılı olan 2004-2005 sezonunda harika bir sezon geçirerek attığı 25 golle gol kralı olmuş ve Pichichi Trophy yani Marca gazetesi tarafından yılın gol kralına verilen ödülü almaya hak kazanmıştı.
Takımının ilk kez Şampiyonlar Ligi'ne katılmasını sağlayan Forlan, kariyerinin en iyi yılını Villarreal'de geçirdi. 2004-05 sezonunda attığı 25 golle Avrupa Altın Ayakkabı ödülünü Fransız forvet Thierry Henry ile birlikte kazandı.
İspanya kariyerine Atletico Madrid' transferiyle devam eden Forlan, 30 Haziran 2007'de takım kaptanı Fernando Torres'in Liverpool'a trasnfer olmasının ardından 21 milyon Euro karşılığında başkentin yolunu tuttu.
Forvetteki partneri Sergio Agüero ile birlikte iyi bir uyum yakalayan Forlan ilk sezonunda 23 gole imza atarak önemli bir başarı elde etti. Forlan 4 yıllık Atletico Madrid kariyerinde 133 maçta 74 gol atmayı başardı. 2008 yılında takımının UEFA Kupası'nı almasında çok önemli bir rol oynadı.
Milli takım kariyerine 2002'de merhaba diyen Diego Forlan, ilk golünü Suudi Arabistan'a karşı dostluk maçında attı. Ülkesiyle birlikte 2002 Dünya Kupası'na katılan Forlan, Senegal'le 3-3 berabere biten maçta da ilk Dünya Kupası golünü kaydetti.
Takımıyla 2010 Dünya Kupası'nada katılan Forlan ev sahibi Güney Afrika'ya karşı oynanan maçta biri penaltıdan iki gol atarak 3 puanda önemli rol oynamıştı. Daha sonra çeyrek final maçında Gana'ya karşı frikikten bir gol atan Forlan yarı finalde Hollanda'ya karşı beraberlik golüne imza atmış fakat finale çıkma başarısı gösterememişti.
Kupadaki son maçta Almanya'ya karşı 3.lük mücadesi veren Uruguay, Almanya'ya 3-2 yenilirken, Forlan'ın attığı bir gol takımının maçı kazanmasına yetmemiş ve kupayı 4. olarak tamamlamışlardır. Ayrıca attığı 5 golle turnuvanın en golcü futbolcuları arasında yer almayı başardı.
Jose Antonio Reyes: Futbola ülkesi İspanya'da başlayan Reyes, süratiyle alt yapı hocalarının dikkatini çok kısa bir sürede çekmeyi başardı. 10 yaşında Sevilla alt yapısında futbol oynamaya başlayan Reyes, İspanya'nın mütevazı köyü Urtera'da doğdu. Alt yapısına girdiği Sevilla'da 1994 yılında ilk kez antrenmanlara çıkan Reyes 6 yıl sonra profesyonel oldu.
Ardından Sevilla A Takımı'na yükselen Reyes burada geçirdiği 4 yılda büyük işler yaptı. İspanya'da geleceğin yıldızı olarak adlandırılan Reyes, Arsenal'in genç yetenek avcısı Arsene Wenger'in gözünden kaçmadı.
Arsenal 2004 yılında İspanyol futbolcuyu 17,5 milyon Sterlin karşılığnda kadrosuna kattı. Sol kanat ve forvet arkası mevkilerinde oynayabilen Reyes, sezon ortasında geldiği 'Topçular'da 13 maç oynadı. İlk yılında 2 gol atan Reyes, bazılarında hayal kırıklığı yarattı.
Yarım devrenin ardından tüm bir yılda sahaya çıkma şansı yakalayan Reyes, Premier Lig'de 24'ü ilk 11 olmak üzere 30 maça çıktı. 9 kez rakip fileleri havalandıran Reyes, iyi bir sezon geçirdi.
O yıllarda en çok konuşulan olay ise ispanya Milli Takımı ve Fenerbahçe'nin eski teknik direktörü Aragones'in Henry ile Reyes'i ırkçı sözlerle karşı karşıya getirmesiydi. Antrenmanda motive etmeye çalıştığı Reyes'i, Henry ile kıyaslayan Aragones, Fransız oyuncuya ırkçı sözlerle hakaret etmişti.
2005-2006 sezonunda da Wenger tarafından 28 maçta şans verilen Reyes, Real Madrid'in yolunu tuttu. 2006-2007 sezonunda Baptista ile takas edilen Reyes, Real Madrid formasıyla 30 maça çıktı. Sadece 6 gol atan Reyes, bir başka başkent ekibine transfer oldu.
İspanyol futbolcu 9,2 milyon Euro karşılığında Atletico Madrid'in yolunu tuttu. Burada oynadığı ilk sezonda tamamen hayal kırıklığı yaratan reyes, gol bile atamadan Benfica'ya kiralandı. Portekiz ekibiyle ligde 24 maça çıkan Reyes 4 gol attı. O sezon UEFA Kuapsı'nı alan Madrid takımında forma giyemedi.
Yeniden Atletico'ya dönen Reyes, La Liga'da Madrid ekibiyle 90 maça çıktı. 8 gol ile fileleri havalandıran İspanyol futbolcu bir çok transferin aksine hala futbol için genç bir yaşta. 27 yaşındaki Reyes, son olarak İspanya Milli Takımı'na neden alınmadığını anlamadığını belirtmişti.
Tomas Ujfalusi: 33 yaşındaki Ujfaluši, Futbola amatör olarak, doğduğu şehrin takımı olan Rýmařov 'da başladı. Daha sonra Sigma Olomouc takımında profesyonel oldu. İlk dönemlerinde orta sahada görev yaparken daha sonra defans mevkisine geçti.
Dört yıl forma giydiği Olomouc'dan 2000-01 sezonunun devre arasında 50 milyon Kron karşılığında ayrılarak Hamburg'a geçti. Hamburg'da ilk lig maçına 10 Aralık 2000 tarihinde Energie Cottbus ile oynanan maçta çıktı. İlk lig golünü ise 18 Ağustos 2002'de Werder Bremen maçında attı. Hamburg'la 2003 yılında Almanya Lig Kupası şampiyonluğu yaşadı.
2004-05 sezonunun başında 7.5 milyon Euro karşılığında Fiorentina'ya transfer oldu. Fiorentina'daki ilk zamanlarında sıkıntılı günler geçiren Ujfaluši, takımın başına Cesare Prandelli'nin gelmesiyle kendini toparladı. Fiorentina'da oynadığı dönemde Prandelli tarafından genellikle defansın sağında oynatıldı. Dört yıl bu takımda oynadıktan sonra sözleşmesinin sona ermesiyle 2008-09 sezonu başında Sevilla ile ön sözleşme imzaladı.
Ancak Ujfaluši'nin daha sonra tercihini Atlético Madrid yönünde kullanmasıyla, Sevilla yönetimi tarafından kendisine dava açıldı. 24 Eylül 2009'da açıklanan dava sonucunda Ujfaluši, Sevilla'ya 875 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm edildi.
Ujfaluši, yeni takımıyla ilk lig maçına 31 Ağustos 2008'de Málaga ile oynanan maçta çıkarken, sezon boyunca çoğu maçta ilk onbirde forma giydi. Ertesi sezon da kadronun değişmez isimlerinden biri olan Çek futbolcu, Madrid'in şampiyonluğa ulaştığı UEFA Avrupa Ligi'nde çıktığı sekiz maçta da 90 dakika sahada kaldı.
Ujfaluši, 19 Eylül 2010'da oynanılan Barcelona maçının uzatma dakikalarında Lionel Messi'nin ayak bileğine yaptığı sert müdahale ile sakatlanmasına sebep oldu ve direkt kırmızı kart gördü. Maçtan sonra Messi'den özür dilerken, iki gün sonra İspanya Futbol Rekabet Komitesi, Ujfalusi'nin yaptığı faulün hafif karakterde olduğuna kanaat getirerek oyuncuya iki maç men cezası verdi. Çek futbolcu, Ekim 2010'da kulübüyle olan sözleşmesini 2012-13 sezonunun sonuna kadar uzattı.
Ujfalusi, milli takım kariyerinde de 77 maça çıktı. Rakip filelere 2 gol bırakan çek oyuncu, 2009'da milli takımı bıraktı. Ujfaluši, 2010 FIFA Dünya Kupası elemeleri kapsamında 1 Nisan 2009'da Slovakya ile oynanan ve 2-1 kaybedilen maçtan sonra takım arkadaşlarıyla bir restoranda eğlendikleri için Çek medyası ve Çek Cumhuriyeti Futbol Federasyonu tarafından ağır bir şekilde eleştirildi.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.
