2025-08-01 13:21:35 | Son Güncelleme : 2025-08-02 08:39:45
Yaz aylarında genellikle kuru sıcaklara alışık olan kentte bu yıl alışılmadık şekilde nem oranı da artarken, uzun süredir yağış görülmemesi dikkat çekiyor. Son 10 yılda iklimsel değişikliği gözler görünür bir oranda değişen ve kurak bir iklim izlenimi veren Van’daki anormal sıcaklık dikkat çekerken durumun geçici mi kalıcı mı olacağı da merak konusu olmaya başladı. Aylardır yağmurun yağmadığı Van’da hem yüksek sıcaklık hem de nem vatandaşları bunaltırken konuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, kentte iklim değişikliğinin etkilerinin yaşandığına dikkat çekip, “Van Gölü Havzası artık Akdeniz iklimine doğru evriliyor, bizi daha sıcak, daha kurak yazlar bekliyor” dedi.
ALAEDDİNOĞLU: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA DA HİSSEDİLİR HALE GELDİ
Alaeddinoğlu, ülke genelinde iklim değişikliğinin etkilerinin yaşandığını dile getirerek, “Ülkenin dört bir tarafında hava çok sıcak. Van’da da benzer bir durum yaşanıyor. Aslında bu bizim beklediğimiz bir şeydi. Özellikle son 20 yıldır, iklim değişikliği bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de ve içinde yaşadığımız Van Gölü Havzası’nda da artık günlük yaşamda hissedilir hale geldi. Şunu belirtmek isterim; dünya sürekli ısınıyor ve bu ısınma artık yeni bir aşamaya geçti” dedi.
HER YIL, BİR ÖNCEKİ YILIN REKORUNU KIRIYOR!
Her yeni yılın, bir önceki yılın rekorunu kırdığını belirten Alaeddinoğlu, “Geçen yıl, dünyanın ortalama sıcaklığı 1,5°C eşiğini aştı. Normalde bu eşiğin ancak 2040’lı, 2050’li yıllarda aşılacağı öngörülüyordu. Fakat daha 2024’te bu gerçekleşti. Bu durum bize şunu gösteriyor: Küresel ısınmaya ilişkin geçmiş bilgilerle yaptığımız modellemelerin çok ötesinde bir sıcaklık artışıyla karşı karşıyayız. Dünyanın genelinde bir ısınma var ve son birkaç yıldır her yıl, “ölçülmüş en sıcak yıl” olarak kayda geçiyor. Yani 200 yılı aşkın süredir tutulan veriler dikkate alındığında, her yeni yıl, bir önceki yılın rekorunu kırıyor” diye konuştu.
KURAKLIK SÜRESİ 3 AYA KADAR UZADI
Kuraklık süresinin arttığını ifade eden Alaeddinoğlu, “İklim değişikliği, sadece sıcaklıkta düzenli bir artış ya da yağışta azalma değil. Bu büyük ölçüde ekstrem olayların yaşanmasıdır. Yani bir bölgede, o bölgenin alışık olduğu iklim koşullarında -yağış, sıcaklık, basınç, nem, rüzgar gibi- ani ve düzensiz değişimlerin görülmesidir. Eskiden Türkiye genelinde kuraklıklar ortalama bir ay kadar sürerdi. Şimdi bu süre bir buçuk aya, iki aya, hatta üç aya kadar uzamaya başladı. Bu çok büyük bir tehdittir çünkü su, en temel ihtiyaçtır” diye aktardı.
VAN’DA HAVA SICAKLIKLARI AŞIRI ŞEKİLDE ARTTI!
Alaeddinoğlu, Van’da yaşanan kuraklığa dikkat çekerek, “Van’da da ekstrem olaylar yaşanıyor. Mesela geçen yıl Mayıs ayında 150 milimetre civarında yağış düşmüştü. Bu daha önce hiç görülmemiş bir durumdu. Bu da bir ekstrem olaydır. Van’da geçmişte Kasım ve Nisan ayları, yağışların en yoğun olduğu aylardı. Artık Kasım’da neredeyse hiç yağış düşmüyor” dedi.
VAN’DA MEVSİMLER DEĞİŞTİ, KURAKLIK SÜRESİ UZADI
Van’da mevsimlerin değiştiğini dile getiren Alaeddinoğlu, şunları söyledi: “Van’da da hava çok sıcak. İklim değişikliği Van Gölü Havzası’nda birçok şeyi değiştirdi. Öncelikle yağışların mevsimi değişti; sonbahardan ilkbahara kaydı. Kış aylarında yeterli yağış alınamıyor. Bahar aylarında ise yağışlar düzenli değil; genelde bir ay içinde yoğunlaşıyor. Kurak dönem de uzamaya başladı. Eskiden bir ay civarında olan sıcak ve kurak dönem, şimdi bir buçuk-iki ayı buluyor. Bu da bitkilerin, hayvanların ve insanların üzerindeki stresi arttırıyor. Yani “su stresi” yaşıyoruz.”
“VAN, AKDENİZ İKLİMİNE DOĞRU EVRİLİYOR”
Van’da iklimin Akdeniz iklimine evrildiğinin altını çizen Alaeddinoğlu, “Sıcaklık ve kuraklık Van’daki gölleri etkiliyor. Van Gölü, Erçek Gölü ve diğer irili ufaklı göller, havzadaki su varlığının temel kaynakları. Sıcaklıkların artmasıyla bu göllerden buharlaşma da arttı. Bu da havadaki nemi yükseltti. Artan nem ve sıcaklık, insanların alışık olduğu hava kalitesini bozdu. Bu durum, insanların günlük yaşamını doğrudan etkiliyor. İklim değişikliği havzanın hem yağış hem sıcaklık değerlerinde ciddi farklılıklar yarattı. Yağışın zamanı ve biçimi değişti. Kurak dönem uzadı. Son 1-2 yıldır da bu durum açıkça görülüyor. Artık Van Gölü Havzası, Akdeniz iklimine benzer bir yapıya evriliyorç. Yazların kurak ve sıcak olduğu bir iklim bekliyor” dedi.
VAN’I NASIL BİR TABLO BEKLİYOR? ALAEDDİNOĞLU AÇIKLADI!
Van’ı gelecek yıllarda nasıl bir tablo beklediğini açıklayan Alaeddinoğlu, “Gelecek yıllarda, yazların daha sıcak ve kurak geçtiği Akdeniz iklimine benzer bir süreç bizi bekliyor. Van Gölü Havzası, yarı kurak ve kurak bir iklim yapısına geçiyor. Dolayısıyla karar vericiler bunun farkında olmalı ve her türlü su yönetimi kararını alırken uzun vadeli düşünmelidir. Çünkü havzadaki içme ve kullanma suyu büyük oranda yeraltı sularına bağlı. Eğer bu kaynaklar beslenmezse, susuzluk riskiyle karşı karşıya kalabiliriz” diye konuştu.
SICAKLIK ARTTIKÇA SUYA OLAN İHTİYAÇ DA ARTIYOR
Alaeddinoğlu, sıcaklık arttıkça suya ihtiyacın da arttığını belirterek, “Sıcaklıklar arttıkça tarımın, sanayinin ve insanların içme suyu ihtiyacı da artıyor. Bu da tüketilen su miktarının artmasına neden oluyor. Eskiden ihtiyaç duyduğumuzdan çok daha fazla su tüketmek zorunda kalıyoruz. İklim değişikliği etkisini artırarak devam ediyor. Bu durumun düzeleceğine dair elimizde herhangi bir bilgi yok. Aksine, daha kötü günlerin bizi beklediğini biliyoruz. Çünkü yapılan tüm simülasyonlarda, örneğin Birleşmiş Milletler’e bağlı kuruluşların verilerine göre, sıcaklık artışının 2100 yılında 2°C ila 2,5°C olacağı öngörülüyordu. Ancak bugün bu artış 6°C’yi aşmış durumda. Yani tahminlerin çok ötesinde bir tabloyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
ALAEDDİNOĞLU’NDAN ÇAĞRI: ELİMİZDEKİ SU KAYNAKLARINI ÇOK İYİ YÖNETMELİYİZ
Alaeddinoğlu, alınması gereken tedbirleri ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “İklimi ya da sıcaklığı değiştiremeyiz. O halde yapmamız gereken, elimizdeki kaynakları çok iyi yönetmektir. Van Gölü Havzası kapalı bir havza. Dışarıdan su getirme şansımız yok. Bu nedenle buraya düşen yağışlarla, havzanın su ihtiyacını karşılamak zorundayız. Su zengini bir bölge gibi davranamayız. Düşen yağışların, yeraltı sularının, akarsuların miktarını çok iyi hesaplamalıyız. Eğer önlem alınmazsa, 20-30 yıl içinde susuzluk yaşanabilir. Yaklaşık 1 milyon 200 bin insanın yaşadığı bu havzada, suyu doğru yönetmeliyiz. Aksi halde hem sanayi hem de bireysel yaşam için ciddi sıkıntılar doğabilir. Oysa bu havzada yönetilebilecek kadar su var. Yeter ki doğru yatırımlar yapılsın, bilinçli kararlar alınsın ve hayata geçirilsin.”
ŞEHRİVAN
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.