Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurb...
MEBİT

Ahmet Özal'dan GazeteVAN'a özel ve flaş açıklamalar (1.Bölüm)

Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı ve 19. Başbakanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, Van ve bölge illerinde bir takım ziyaretler gerçekleştirdi. Ziyaretlerin akabinde GazeteVAN'a özel açıklamalar yapan Özal, "Benim için siyasi görüş hiç fark etmez. Babamın döneminde 4 eğilim vardı. Babam Alevi, Sünni vs. Hiç ilgilenmezdi. Babam bu görüşler arasında da hiç Türk-Kürt ayrımı yapmadı." dedi.

Abone Ol

2021-11-26 23:05:52 | Son Güncelleme : 2024-04-12 18:02:51

Ahmet Özal'dan GazeteVAN'a özel ve flaş açıklamalar (1.Bölüm)

Geçen haftaydı. Doların 13'leri gördüğü ve geçtiği gündü. Döviz ve altın alım satımları durdurulumuş, ülkenin üzerine kara bulutlar çökmüştü.

İşte o gün Ahmet Özal'ın Van, Ağrı ve Hakkari'yi kapsayan ziyaretleri son bulmuş, dönüş hazırlıkları başlamıştı. 

Ziyaret programını düzenleyen iş insanı ve siyasetçi Fahrettin Çuyrak'ı aradım, "Özal gitmeden en azından izlenimlerini dinlemek isterim" dedim. O da "Yüksekova'dan yeni çıktık. Van'da Hanedan Lokantasında yemek yiyeceğiz. Oraya gelin" dedi. 

Sohbetimiz yemekte başladı. Ne soracaklarımı o sohbet esnasında kafamda tasarlamıştım. 

Yemekten sonra Ahmet Özal, Fahrettin Çuyrak ve ben bir süre başbaşa oturduk, çaylarımızı yudumladık. 

Daha sonra Çuyrak, "İki yakın dostumu başbaşa bırakıyorum, uçağa 2 saatimiz var. 1 saat içinde ne konuşacaksanız konuşun" diyerek, izin istedi. 

Röportaja* geçmeden önce yakın ilgisi ve misafirperverliğinden dolayı iş insanı ve siyasetçi Fahrettin Çuyrak'a ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

1.BÖLÜM

EN KISA ZAMANDA SINIR TİCARETİNİN BAŞLAMASI LAZIM

-Bir haftalık, sınır illerini (Van – Ağrı – Hakkari) kapsayan bir ziyaret gerçekleştirdiniz? Bu ziyaretin amacı neydi?
Bu ziyaretleri gerçekleştirirken siyasi bir amacım yoktu. Ben bu bölgelerden zaten davet alıyorum. Daha önce koronavirüsten dolayı fırsat olmadı. O yüzden ziyaretler bu zamana kaldı. Bende kış başlamadan geleyim dedim. Van, Hakkari, Ağrı gibi sınır illerini gezdim. İnsanlarla konuştuk, hasbihal ettik. Biz İstanbul’dan, Ankara’dan buradaki sosyolojiyi, psikolojiyi, siyasi ve ekonomik durumu televizyonlardan takip ediyoruz. Yalan yanlış, uydurma şeyler duyuyoruz. Batıdaki insanın buraya ilişkin yargıları, ön yargıları var. Ama siz burada aşiret liderleriyle, kanaat önderleriyle, valilerle, emniyet müdürleriyle ve halk ile konuşunca durumun çok farklı olduğunu görüyorsunuz.

Oradan bakınca farklı mı görünüyor?

Yani anlatılan çok dışında problemler var. Buradaki sosyoloji, ekonomik durum, yaşam çok farklı. Ben babamla birlikte buralara çok kez gelip gittiğim için bölgeyi biliyorum. Şunu merak ettim Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmelerin bölgeye yansıması nedir?  Siyasi ve ekonomik sıkıntıların buraya yansıması nedir? Bunları gelip görmek istedim. Buraya gelmem benim için de son derece faydalı oldu. Bana göre en kısa zamanda sınır ticaretinin başlaması lazım. Kotaları ve bürokrasiye süratle kaldırmak lazım.

VERGİYİ SIFIRLARIM

-Gezdiğiniz illerde karşınıza hep sınır ticaretine olan talep mi çıktı?
Sokaktaki insanın talebi o. Çünkü o zamanlar buraya yatırım yapılmış, insanlar para kazanmış. Binalar yapılmış. Sınır ticareti Artvin’den ta Hatay’a kadar olması lazım. Bu bölgelerde aslında sanayi olacak araziler pek olmadığı için hizmet sektörü daha çok ön plana çıkıyor. Buralar kişi başına milli gelirin çok düşük olduğu yerler. Bana göre burada kişi başına düşen milli gelir bin doların altına düşmüştür. Batıda bu rakamlar bazı bölgelerde 10 bin doların üzerine çıkıyor. Bu kadar gelir farkının olduğu yerlerde zaten buradan gelen vergiler paydada çok da önemli bir yerde değil. 

Vergi alınmasın mı diyorsunuz?
Bana kalırsa belli bir gelirin altında olan bölgelerde 10 yılı aşkın şekilde vergiyi sıfırlarım. Belki bu vergi avantajı olursa buralara yatırım ve ticaret gelir. Japon ekonomist Francis Fukuyama’nın çok güzel bir yaklaşımı var. Diyor ki; “Sınır bölgelerindeki ticaret kendi ülkesindeki ticaretten ziyade yanındaki ülkelerle ticarettir.” Yani bu bölge Gürcistan olsun, İran olsun, Azerbaycan olsun hatta Orta Asya’ya kadar bu bölgenin buralarla ithalat ve ihracat yapması lazım.

BABAM TÜRK – KÜRT AYRIMI YAPMADI

-Merhum babanız Turgut Özal’dan sonra birçok parti lideri geldi gitti. Görebildiğim kadarıyla Özal haricinde çoğu sınır ticaretinin farkında değil. Sınır illerinde nereden baksanız 10 milyonun üzerinde nüfus yaşıyor. Bu liderler İstanbul ve Ankara’ya mı sıkışıp kaldılar?

Siyasetçiler buralara çok önem vermemişler. Bunu gözlemleyebiliyorsunuz. Mesela partilerin il ve ilçe başkanlıklarında da büyük sorun var. Buradaki özel sorunları yeterince Ankara’ya aktarmıyorlar. Bu aktarma olayları yani bilgi anlamında söylüyorum. Doğru yapılmıyor. Bazı il ve ilçe başkanlıkları çok sorunlu ve bundan genel merkezlerinin haberi bile yok. Birbirlerini koruyorlar yerelde ama bu partilerine zarar veriyor. 

-Bölgede babanız Turgut Özal’a çok büyük sevgi var. Bunu yıllardır görüyorum. Ücra bir köy evine de gittiğimde babasının, dedesinin fotoğrafının yanında Özal’ın da fotoğrafı var. Sizce bu neyden kaynaklanıyor? Hangi siyasi görüşten olursa olsun, halkın Özal’a ciddi bir sevgisi var.

Yüksekova’da lokantada yemek yedik. Gençler geldi yanıma ve sırayla fotoğraf çektirdi. Sonra bir arkadaşım dedi ki: ‘Bunlar hepsi HDP’li.’ Benim için hangi siyasi görüşten olduğu fark etmez. İnsanlar bana nasıl davranırsa, ben de onlara öyle davranırım. Benim için siyasi görüş hiç fark etmez. Babamın döneminde 4 eğilim vardı. Babam Alevi, Sünni vs. Hiç ilgilenmezdi. Babam bu görüşler arasında da hiç Türk-Kürt ayrımı yapmadı. 80’li yılların başında Kürtçe müzik yasaktı. Kürtçe müziği de babam serbest bıraktı. Babam o yıllarda Doğu ve Güneydoğu’da mezralara kadar su götürdü, yol götürdü, telefon götürdü. Yani alt yapı ile ilgili çalışmalar yapıldı. Babam da zaten doğuluydu. Babamın çocukluğu Malatya’da, Mardin’de geçiyor. Doğuyu iyi bilen bir insan. Buranın halkını da bilen bir insan. 

-Babanızın sahaya çok hakim olduğunu da görüyoruz…

Her şeyi biliyordu. Türkiye’nin ekonomisini, envanterini, kültürünü çok iyi bilirdi. Babamın insanlarla ilişkisi iyiydi. İstanbul’da, Ankara’da korumaları atlatır, arabayı çalıştırır ve kaçar giderdi. Bir bakmışsınız kahvede vatandaşla tavla oynuyor. 

-10 yıl 20 yıl sonra olabilecekleri öngören, vizyon sahibi bir kişiydi Turgut Özal…

Bana ölümünden önce dedi ki: ‘Ahmet benim yapmaya çalıştıklarımı, kurduğum dengeleri bazı insanlar 20 yıl sonra anlayacak.’ Vefat edeli 28 sene oldu ve baktığınızda 5-10 yıldır millet anlamaya başladı. Rahmetli, yapıyı, dış dünyayı iyi biliyordu. Hiç kimse ile kavga etmezdi. Babam çok ender kızardı, kızdığı zaman da söyleyeceği şey şudur: ‘Bak iki gözüm’ Eğer bu kelimeyi kullandıysa biz kızdığını anlardık.

*Bu röportaj Gazeteci-Yazar Osman Nuri Yıldız tarafından GazeteVAN adına yapılmıştır. 

GazeteVAN/EKONOMİ
 

  • Etiketler : VAN GAZETEVAN VAN HABERLERİ GÜNCEL SİYASET AHMET ÖZAL OSMAN NURİ YILDIZ
  • YORUM YAP
    Yorumlar (0)

    Bu habere ilk yorum yapan sen ol.

    ÖNERİLENLER