2021-09-22 23:31:36 | Son Güncelleme : 2024-04-01 23:14:19
Türkiye genelinde yükselen gıda fiyatlarıyla ilgili Van Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkan Yardımcısı ve Van TSO Meclis Üyesi Metin Abi’den açıklama geldi. Cumhurbaşkanlığı ve Tarım Bakanlığı fiyat artışında market ve manav reyonları ile sebze hallerini işaret ederek, Van TSO Meclis Üyesi Abi ise sorunun üretim maliyetlerinden kaynaklandığını söyledi.
Yeni Doğu Gazetesi'nden Aycan Altınal'ın haberine göre; Türkiye’de son günlerde en çok konuşulan konuların başında yükselen gıda fiyatları geliyor. Hububattan yumurtaya, süt ürünlerinden tavuk etine, sebze ve meyve fiyatlarına kadar birçok üründe fiyat artışları gündemi meşgul ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamalarda maliyetleri düşürmek ve fırsatçılarla mücadele ederek en kısa sürede enflasyonu kontrol altına alacaklarını, etiketlerdeki fahiş fiyat artışının önüne geçeceklerini söyledi. Aynı şekilde Ticaret Bakanlığı marketlerde ve perakende satış noktalarında yaptıkları denetimi arttırarak, fahiş fiyatların önüne geçmeye çalışıyor.
Ancak, yaşanan süreçle ilgili Yeni Doğu Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Van Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkan Yardımcısı ile Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Meclis Üyesi Metin Abi, zamların üretim maliyetlerinden kaynaklandığını söyledi. Abi, “Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışta sebep manav, market ve komisyoncu değildir. Bu ürünlerin üretimindeki, üretim maliyetleridir.” Dedi.
SORUN: ÜRETİM MALİYETLERİ
Yapılan denetim ve fiyat artışıyla ilgili konuşan Van TSO Meclis Üyesi Metin Abi, üretim maliyetlerine işaret etti. Abi şöyle konuştu:
"Gerek Cumhurbaşkanı gerekse Ticaret Bakanlığı aracılığıyla sebze halleri ile market ve manavlarda fahiş fiyat denetimleri yapılıyor. Fahiş fiyat artışları ve enflasyonu reyonlarda, sebze halinde aramak yerine öncelikle bir üretim maliyetlerine baksınlar. Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışta sebep manav, market ve komisyoncu değildir. Bu ürünlerin üretimindeki maliyetleridir. Buna birkaç örnek vermek gerekirse; Geçen yıl ile bu yılı kıyaslarsak sebze-meyve üretiminde en büyük maliyeti artan kalem gübredir. Gübrede yüzde 140’a kadar artış var. Geçen yıl amonyum nitrat 70 lira civarıyken şu an 140 lira, üre 110 lirayken şu an da 250 lira, dap 170 lirayken şu anda 330-340 lira civarında. Burada ki oran yüzde 140 civarı. Bir tane sebze fidesinin fiyat artışı geçen yıldan bu yıla yüzde 50 civarında. İşçilik, nakliye, mazot, elektrik bütün üretim kalemlerinde yüzde 50 ile yüzde 150 arasında artış var."
"TOPU TACA ATMAYA GEREK YOK"
Abi konuşmasını, “Topu taca atmaya gerek yok. Devletin burada müdahale edeceği şey üretim maliyetleridir. Üreticiyi desteklemeli ve üretim maliyetlerini düşürmelidir. Bu yapılırsa sebze meyve fiyatlarında düşüş olur. Bir üretici malı 3 liraya mal etmişken 2 liraya satmasını bekleyemezsiniz. Bunun yanı sıra ülke geneline üretimde de azalmalar var. Türkiye Cumhuriyeti bir tarım ve hayvancılık ülkesidir. Ancak böyle giderse tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı bir ülke haline gelecektir. Zaten şu anda devletimizin yaptığı en büyük yanlış tarım ve hayvancılık sektörünü ithalatla dizayn etmeye çalışması. İthalat zaten başlı başına enflasyonun en büyük sebeplerinden biri.” Dedi.
ABİ: ÜRETİCİLER ZARAR EDİYOR
Üreticilerin zarar ettiğini dile getiren Abi şunları söyledi: "1 dolar şu anda 8,5 lira, aynı şekilde 1 Euro 10 lira. Geçen yıl 2 lira olan domatesin bu yıl yine 2 lira olmasını beklemezsiniz. Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok. İnsanlar bir malı üretirken bunun maliyetini hesaplıyorlar. Ben bir üretici ve bir komisyoncuyum olarak tüm samimiyetimle söylüyorum. Üretim yapanların yüzde 80-90’nı zarar ediyor. Zaman zaman sizlerde görüyorsunuz. İnsanlar ürettikleri ürünleri zarar etmeleri nedeniyle döküyor. Satılan mal dökülür mü? Yeri geliyor patatesi döküyor yeri geliyor üretici domatesi döküyor, isyan ediyor. Niye? Mal satılmıyor zarar ediyor. Kalkmış bizim Tarım Bakanlığımız ve diğer devlet aklı sebze-meyve fiyatındaki artışı manav, market reyonunda ve sebze halinde arıyor."
"SEBZE HALİ KAYIT ALTINA ALIR"
Sebze hallerinin, sebze ve meyvenin kayıt altına alındığı yer olduğunu aktaran Abi, "Tarım sektöründeki en büyük sorunlardan bir tanesi kayıt dışı satışlar. Ancak sebze halleri bu işin kayıt altına alındığı yer. Sebze halinin girişinde sizin de gördüğünüz gibi kantar var. Buraya giren her ürün kantarlar tarafından tartılır, kilosu kontrol edilir ve o kilo üzerinden hangi kalem ise bunun vergisi ödenir. Bunun yanı sıra diğer tüm vergilerimizi de ödüyoruz. Burada kayıt dışı hiçbir şey yoktur." Şeklinde konuştu.
"ÜRETİCİ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALMIYOR"
Sebze-meyve üretiminin emek yoğun bir sektör olduğunu belirten Abi, üreticilerin vergilerini verenler olarak emeklerinin karşılığını alamadığını savundu. Abi şöyle devam etti:
"Sebze meyve üretim işi emek yoğun bir iştir. Bir anne bebeğini doğurur ve her anında yanında olur ona bakar ya, sebze-meyve üretimi de böyle bir iştir. Üretici sabah erken saatlerinden akşama kadar güneşin altında ürüne gözü gibi bakar, büyütür ve birkaç ay sonrada hasadını yaparak, satar. Bu emek yoğun işte ne yazık ki üretici emeğinin karşılığını alamıyor."
Van’daki üretime değinen Abi, "Van’da yaz aylarında kısmi olarak tarla sebzesi dediğimiz domates, salatalık, biber gibi ürünler üretiliyor. Bunun da ömrü 3 ay. Mevsim kısıtlı olduğunu için açık tarla üretimi Van’da endüstriyel olarak yapılamıyor. 9’uncu ay dediğiniz zaman Van’da üretim bitiyor. Gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkı nedeniyle bitki gelişmiyor. Bu nedenle Van ürün üretimi olan bir şehir değil. Bu da Van’ın yüzde 95 oranında dışa bağlı olmasına neden oluyor. En yakın sebze-meyve getirilen şehir de Mersin. Antalya ve yaz aylarında Karadeniz Bölgesi’nden de ürünler geliyor. Geçen yıl Antalya’dan 6 bin-6.500 liraya getirdiğimiz bir aracın nakliyesine şu an 13-14 bin lira ödüyoruz. Bu da bizimle Antalya arasında sebze-meyvenin kilosunda 50 kuruşluk bir fark oluşmasına neden oluyor." İfadelerini kullandı.
ABİ: 87 ESNAFIN 30’U İŞ YAPABİLİYOR
Sebze hali esnafının zor günler geçirdiğini dile getiren Abi, 87 esnaftan 30’nun iş yapabildiğini söyledi. Abi şöyle konuştu: "Sebze halimizde 87 esnafımız var. Ancak vergisi ve diğer her şeyi ile beraber doğru düzgün mal satımı yapabilen 30 esnafımız bulunuyor. 50’yi aşkın esnafımız şu anda satış yapamıyor. 30 tane esnafımız ise çok eski ve geçmişten kendi gücü ile gelen esnafımızdır. Böyle devam ederse sektör bitecek."
"TARIM VE HAYVANCILIK POLİTİKASI DEĞİŞMELİ"
Başkan Abi konuşmasını, "Dünya genelinde bir küresel ısınma var. Bununla birlikte yaklaşık 2 yıldır salgın ile mücadele söz konusu. Başka ülkeler başta küresel ısınma olmak üzere, alternatif enerji kaynakları ve diğer çözüm önerileri ararken, sağ olsun bizi yönetenler ise manav, market ve hallerde enflasyonun sebebini arıyor. Demem o ki; sebze-meyve fiyatlarındaki artışı, esnafa, üreticiye, manava, markete yüklemek tamamen sorumluluktan kaçmaktır. Devletin kesinlikle sil baştan tarım ve hayvancılık politikalarını güncellemesi lazım. Şu andaki politika kara düzen şeklinde devam etmekte. Tarım ve hayvancılık sadece ithalat marifetiyle dizayn edilmeye çalışılıyor. Bu kesinlikle yanlıştır. Çünkü enflasyonun sebeplerinden bir tanesi ve en önemlisi ithalattır. Yetkililer bu gözle işe bakmalıdır." Şeklinde tamamladı.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.
