Van’da Kavram Eğitim Kurumları...
MEBİT

BAŞARILI BİR EÐİTİM İÇİN 'HEPİMİZ'E DÜŞEN GÖREVLER

Van’da Kavram Eğitim Kurumları Müdürü ve Rehberlik Öğretmeni Lokman Tekin Yazdı:

Abone Ol

2019-09-06 14:59:00 | Son Güncelleme : 2024-04-23 23:02:47

BAŞARILI BİR EÐİTİM İÇİN  'HEPİMİZ'E DÜŞEN GÖREVLER

BAŞARILI BİR EÐİTİM İÇİN “HEPİMİZ”E DÜŞEN GÖREVLER


Eğitimde en iddialı cümle şu olsa gerek: Her şeyin şakası olur ama eğitimin asla olmaz.

 

Belki de son yıllarda, en çok yıpranan sektör, eğitim sektörüdür. Eğitimde, neredeyse hiçbir şeyin tam olarak yolunda gittiğini söyleyemeyiz.

 

İdealize ettiğimiz, bilinçlenme seviyesi yüksek, manevi değerlerine sahip çıkan, doğaya ve diğer tüm canlılara karşı “yaşatıcı” olabilen, bilimi ve bilimsel değişimi yakından takip edip, yeni değişimleri oluşturabilen bir toplum ancak eğitimi güçlü olabilen bir toplumdur.

 

Peki eğitimi güçlü hale getirebilmemiz için neler yapmalıyız? Eksikliklerimiz neler? İdealize ettiğimiz bir toplumu nasıl oluşturacağız?

 

Öncelikle eğitimi doğru anlamamız ve şu 3 ayrıntıyı unutmamamız lazım: Eğitim sadece okullarda verilmez, eğitim yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve eğitim için herkes bir şey yapabilir.

 

O halde gelin hep birlikte bir şeyler yapalım.

 

Birinci ve temel değişmeyen kural şu: Herkes “kendisi” olmalı. Eğer bu toplumda başarılı, sağlıklı ve güvenli bireyler yetiştirmek istiyorsak, bunu derhal hayatımıza geçirmeliyiz.

 

Toplumda herkes öğretmen kesiliyor. Bırakalım öğretmenliği sadece öğretmenler yapsın. Çocuklarımızın ve gençlerimizin anneye, babaya, dedeye, amcaya, teyzeye…ihtiyacı var.

 

Çocuklarınızla arkadaş olmayın! Onların arkadaşı ve öğretmeni var. Hem de yığınla…Ama bir annesi, babası var. Unutmayın!

 

İkincisi…

 

Çocuklarımıza sosyal bilimler, görsel sanatlar, spor ve pratik beceriler kazandırmamız lazım. Okullarda öğretilen bilgiler soyut ve hayattan kopuk olmamalıdır. Sınavlar öğrencinin ilgi, yetenek ve becerilerini ölçen, onları geliştiren bir formata dönüştürülmelidir.

 

 

Üçüncüsü…

Öğrenme, oyun haline dönüştürülmelidir. Öğrenciler öğrenirken, aynı zamanda zevk alabilmeli, oyun terapisi hissedebilmeliler. Matematik, fen bilimleri gibi soyut kavramlar gerektiren dersler müzik, darama, spor gibi uygulamalarla öğretilmelidir.

 

Bu detaylar, çoğunlukla sistemin elinde…Ancak aile, veli, öğretmen olarak bizim de yapabileceklerimiz var. Bunlara da kısaca değinmekte yarar var.

 

Yaşları ne olursa olsun çocuklar ve gençler, okula kendileri gitmelidir. Ailenin aşırı korumacı yaklaşımı, çocuklarda ve gençlerde çok fazla güven kaybını neden olur. Bu yüzden yaşlarına bakmaksızın, kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlayabilecek sorumluluklar almaları gerekir.

 

Çocuklarımızın, bağımsız yetişmeyi öğrenmeleri gerekir.

 

Unutmayın, çocuklarını okula getirip götüren bir anne-baba olmazsa, onları ödev yapmaya zorlayan bir anne-baba da olmaz.

 

Evet, okullarımızda çetrefilli, uzun ve zaman alıcı bir müfredatımız var. Bunu basite ve anlaşılır hale getirmemizin en etkili yolu, kitap okumak, okutmaktır. Mutlaka günü belli saatlerinde çocuklarımızın kitap okumasını sağlamamız lazım.

 

Öğretmenler…

Her öğretmenin mutlaka yüksek lisans yapması lazım. En küçük öğretici unvan, bu olmalıdır. Öğretmenlik, toplum gözünde statüsü en yüksek meslekler arasında olmalıdır. Sistem bunu sağlamıyorsa da öğretmenler olarak bizler saygınlığımız, davranışlarımız, tutumlarımız ve hareketlerimizle bunu sağlamalıyız.

 

Öğrenmenin yeri okullardır. Bu yüzden aile içindeki ilişkiler, eğitim ekseninde şekillenmemelidir.

 

Bununla birlikte…

 

Rekabet, üstünlük kazanmak gibi hırsa dayalı durumları çocuklarımızın hayatından atmamız lazım. Saygıya, öğrenmeye, bilinçlenmeye ve mutluluğa dayalı bir rekabet bilinciyle çocuklarımızı yetiştirmemiz lazım. Eğitim, asla çocuk için bir yarış değildir. Çocuklarımızı birbirleriyle yarıştıran bir model, kesinlikle tarihe gömülmelidir.

 

Çocuklarımızdaki en büyük hazine saygı, sevgi, merhamet ve özgüvendir.

 

Aynı anlayış, eğitimdeki tüm birimler için de geçerli olmalıdır. Öğrenciler, okullar, öğretmenler, aileler birbirleriyle yarışma halinde değil, dayanışma halinde olmalıdırlar.

 

Evet, eğitimin şakası olmaz. Çünkü mutlu, başarılı ve sağlıklı bir toplum ancak kaliteli bir eğitimle mümkündür.


  • Etiketler : Van Haber
  • YORUM YAP
    Yorumlar (0)

    Bu habere ilk yorum yapan sen ol.

    ÖNERİLENLER