İran'ın baskıcı rejimine karşı...
MEBİT

Turna kuşunun sesini kim kesebilir ki?

İran'ın baskıcı rejimine karşı Def ve Sêtar'ı ile dünya kadınlarının direnişini ninnilere döken İranlı sanatçı Mahsa Vahdat, aynı zamanda büyük bir kadın direnişinin sembolü.

Abone Ol

2015-04-25 00:30:00 | Son Güncelleme : 2024-02-22 09:42:53

Turna kuşunun sesini kim kesebilir ki?

Yıl 1979, yer İran... Rejim; kadınların şarkı söylemesini yasaklıyor ve sadece erkeksi sesi bulunan kadınlar şarkı söyleyebiliyor. Hiç bir kadın sanatçı karma bir seyirci önünde kesinlikle bir performans gerçekleştiremiyor. Tahranlı kadın sanatçı Mahsa Vahdat işte tüm yasaklara karşı kadınların çığlıklarını ninnilere döküyor. Dünyadaki tüm kadınların ninnilerini Sêtar'ı ile üç tele sığdırıyor. 



Kadın şarkılarını gizlice yayınladı 

1973 yılında Tahran'da doğan Mahsa Vahdat, müziğe küçük yaşta Minoo Mohebbi ve Pari Maleki'den piyano dersleri ve geleneksel Fars müziği üzerine eğitim alarak başlar. Tahran Sanat Üniversitesi'ne 1993 yılında giren Vahdat, Müzik Fakültesi'nden mezun oldu. Vahdat, ilk albümünü yine kendisi gibi sanatçı olan kız kardeşi Marjan Vahdat ile birlikte yaptı. İran, Irak, Filistin, Afganistan, Kuzey Kore, Suriye ve Küba'nın ninnilerini bir araya getirerek, 'Dünyanın ninnileri' adlı bir albümde buluşturdu. Ve 1979 yılı... İran İslam Devrimi ardından Ruhullah Humeyni tarafından kadınların şarkı söylemesi yasaklandı, bununla da kalınmadı, kadınların karma (kadın-erkek) seyirci önünde şarkı söylemeleri tamamen yasaklandı. Sadece 'erkeksi' sesi olan kadınlar şarkı söyleyecekti. Kadınlara yönelik baskı politikalarının katı olarak uygulandığı bir dönemde Mahsa Vahdat, kadınlar için söylediği şarkıları gizlice yayınladı. Bir süre sonra Mahsa Vahdat, dünyanın en tanınır kadın sanatçıları arasına girdi ve her ülkede dinlenmeye başlandı. Ve 1995 yılı itibariyle dünyadaki önemli müzisyenlerle bir çok dünya ülkesinde sahne almaya ve kadınların baskılara karşı çığlıklarını ince bir tınıyla dünyaya duyurmaya başlıyor Mahsa Vahdat. Vahdat sadece konser vermekle kalmıyor, birçok filme de müzikleri ile katkı sunuyor. Bahman Ghobadi'nin 'Kimse İran kedilerinden söz etmiyor' filmine de müzikal katkı sunan Mahsa Vahdat, son olarak dünyanın ninnilerini Van'da seslendirdi. 



Acı ninniler Metran İsa'nın diyarında Sêtar'a döküldü

Van Büyükşehir Belediyesi'nin daveti üzerine Van'a gelen Mahsa Vahdat, ilk olarak büyük acıların, büyük aşkların yaşandığı Metran İsa'nın mekanı Axtamar'a yol alıyor. Mahsa Vahdat, yitirilen bütün insanların anısına Sêtar'ı ile Axtamar Adası'nda ninnilerini söylemeye başlıyor, 'Ha Leyli', 'Aman hey aman', 'Bê man gofti'... Uzun uzun Van Gölü'ne, Axtamar'a bakıyor ve yaşanan katliamları hatırlıyor, bir daha dokunuyor Sêtar'ına...



'Kürt kültürünü keşfetmek için tekrar geleceğim'

'Van'a ilk kez geldiğini ve çok muhteşem bir şehirle karşılaştığını söylüyor Mahsa Vahdat. Vahdat, "Çok kente gittim ama burası benim için çok daha farklı. Buraya çok İranlı geliyordu. Ben şimdi anlıyorum neden geldiklerini. Gerçekten burası harika bir kent. Burası büyüleyici bir yer. Axtamar Adası gibi büyüleyici bir yerde mutlaka bir proje yapmak istiyorum. Bir sonraki sefere projemi gerçekleştirmek için geleceğim. Kürt sanatı ve kültürünü keşfetmek için mutlaka daha fazla buraya geleceğim" diyor. 



'Bir kadın ve sanatçı olarak ülkemi terk etmeyeceğim ve direneceğim'

İran'ın baskıcı rejimine karşı sanatıyla direnen Mahsa Vahdat, bunu nasıl yaptığını ise şöyle açıklıyor: "Ben müziğimle bir rejime karşı çıkıyorum ve bunu tüm şarkılarımda dile getiriyorum. Baskıcı rejimlerin tümüne karşı bir çıkışım var. Kadına karşı ülkelerin büyük baskıları var. Ben dünyanın her yerindeki baskılara karşı çıkıyor ve mücadele ediyorum." İran'ın baskılarına karşı bir kadının sanat icra etmesinin büyük zorluklarını tek tek anlatıyor Vahdat. Ne kadar baskı olursa olsun İran'ı terk etmeyeceğini ve bir kadın olarak direneceğini söyleyen Vahdat, "İran'da kendimi ve kültürümü var etmeye çalışıyorum. Bunu mutlaka başaracağız. Bunun için direniyoruz. Direnişimiz mutlaka zafere ulaşacaktır. Biz kadınlar ve gençler kültürü ve yaptığımız sanatı ne kadar var etmeyi başarırsak, geleceğimiz o kadar aydınlık olur" sözleriyle duygularını dile getiriyor.


'Kimse sanatı kontrol altına alamaz'

Sonra söz Kürtlere geliyor. Horasan Kürtlerinden çok etkilendiğini söylüyor Vahdat ve Kürtlerle yaşadıkları acının benzer olduğunu anlatıyor. Kürtlerin sizi etkileyen yönü nedir? sorusuna "Özellikle acılarımız bir birine çok benziyor. Hissiyatlarımız ve dokunuşlarımız aynı. Mutluluğu, acıyı tüm parçalarımda yansıtıyorum. Bu acılar ve mutluluklar bu bölgenin ortak acıları. Sanatçı olarak Kürt müziği ve Kürt tarihinden çok etkilendim ve bunu müziğimde yansıtıyorum. Kürtlerin kültürlerini muhafaza etmelerini takdirle karşılıyorum. Büyük bir mücadele veriliyor ve ben bunu hayranlıkla izliyorum" cevabını veriyor. Mahsa Vahdat, bir kadın, bir sanatçı ve bir insan olarak tüm baskıcı ülkelere sesleniyor ve turna kuşunu örnek veriyor: "Turnaları bilirsiniz değil mi? Hangi baskı onların sesini kesebilir ki? Siz Turna'nın sesinin kesildiği bir yer biliyor musunuz? Sanat ve kültürü de Turna'ya benzetiyorum. Ülkeler ne kadar insanları baskılasalar, baskılasınlar insanların kültür ve sanatını yok edemezler. Sanat yürür ve onu kimse kontrol altına alamaz. Önerim artık bu baskıcı tutumlarından vazgeçsinler."

 

ADNAN BİLEN / BEDRAN BABAT (DİHA)


  • Etiketler : Van Haber
  • YORUM YAP
    Yorumlar (0)

    Bu habere ilk yorum yapan sen ol.

    ÖNERİLENLER