2015-04-01 16:09:00 | Son Güncelleme : 2024-03-26 09:30:46
Gül Gün - İshak Kara - www.gundemx.com
Sekiz milletvekiliyle TBMM’de temsil edilecek olan, Bir milyonu aşkın nüfuslu Van Büyükşehir’de adaylar belirlenmeden, kentteki büyük STK temsilcilerinin niyetlerini sorguladık.
Mevcut siyasal aktörler neden Başarsız buluyorlar?
Lobi faaliyetlerinde yaşanan yetersizliğin nedenleri nelerdi?
Yeni adayların hangi kriterlere göre belirlenmesini istiyorlar?
Aday profilleri STK’ların oy tercihini etkileyecek mi ya da değiştirecek mi?
HDP barajı aşamazsa, çözüm süreci biter mi?
Çözüm sürecinin bitmesi, sermaye çevrelerini ve STK’ları kaygılandırıyor mu?
İşte tüm bu soruların cevapları bu röportajda cevap buluyor.
Gündem X olarak ilk ziyaret durağımız Van Ticaret ve Sanayi Odası (VANTSO) oldu.
İlk sözü, Kentin ekonomisine yön veren ve en çok üye sayısına sahip Van TSO Yönetim Kurulu başkanı Necdet Takva’ya verdik.
MEVCUT SİYASİ AKTÖRLERİN KARNESİ İYİ DEÐİL
Siyasi istikrarın sağlanmasına dair ciddi görüşmelerin yapıldığı bir süreçte, emsallerinden farklı tarihi bir seçime giriyoruz. Van, ”ekonomik, siyasal, tarihsel kültürel ve ekolojik’ anlamda, negatif yönde en çok etkilenen kentlerden biri, Haziran seçimlerine dair beklentileriniz nelerdir?
---Şehrimizin önemli sorunlarından biri lobi eksikliği, dolayısıyla merkezden yönetilen ülkelerde merkezin gücünü enerjisini yerele taşıyabilecek yerelin tüm sorun ve problemlerini merkezde ifade edebilecek bir anlayışa ihtiyacımız var. Van ne yazık ki uzun yıllardır bu konuda başarılı bir performans göstermiştir. Ne yereli içselleştirebildik ne de sorunları hakkında yeterli deneyim ve bilgiye sahip kadroları, bizi merkezde temsil edebilir hale getirdik.
Bunun Van’a yansıması nasıl oldu?
Merkezin enerjisini, gücünü, imkân ve olanaklarını dezavantajlı bölgemiz ve ilimiz lehine kullanabilme imkân ve olanağını yakalayamadık.
Demektir ki mevcut vekiller beklenen performansı sağlayamadılar, yani yeni bir profile dikkat çekiyorsunuz. Bu profil nasıl olmalı?
Mevcut durum, bir döngü yani doğal bir problem olmaktan çıkamadı. Dolayısıyla 7 Nisan’da belirlenecek olan adayların bu çerçevede bu doğal ironiyi ortadan kaldırmaya muktedir bir profilde olmaları gerekiyor.
Yereli çok iyi temsil Eden, halkın sorunlarını ve problemlerini iliklerine kadar hissedebilmiş kadrolar olmalı.
Bunun dışında aday profilinden beklentileriniz nelerdir?
Bu beklentiler sadece biz sermaye grubunun değil, insanca yaşamayı hak eden tüm halkımızın ortak beklentileridir. problemlerin çözümü konusunda, merkezden yönetilen, ülkenin imkan ve olanaklarını, genel bütçe kaynaklarını, kamu kaynaklarını, kamu finansman bölgesinde bu sorunların çözümü konusunda etkin lobi yürütecek kadrolara ihtiyacımız var. Siyasi partilerin bu çerçevede milletvekillerinin performansını iyi değerlendirmeleri gerekiyor.
Böylesi profillerin halkın önüne çıkarılması durumunda Van’ın makus talihi değişecek mi?
Van 2010 yılında gelişmişlik endeksi bakımından 75. Sıradaydı. Şimdi ise 76- 77. Sıralarda demek ki aradan geçen süre içerisinde 73- 72. Sıraya yükselmemiz gerekirken ekonomik, sosyal, kültürel performansımız eğitimdeki kalitemiz yükselmesi gerekirken, düşmüş…
Bunun mevcut siyasi aktörlerle ne alakası olabilir ki?
Mevcut siyasal aktörleri başarılı görme durumunda değiliz, elimizde böyle bir karne yok. Bunu en basit bakış açısıyla değerlendirmemiz mümkün…
Ya peki bu handikap aşmanın yolları var mı?
7 Nisan’da belirlenecek kadroların kentin mevcut durumunu çok iyi analiz etmeleri lazım, çok iyi fotoğraflamaları lazım, bu fotoğrafı da dönemleri bittikten sonra önümüze koymaları lazım… Koymasalar biz bugün söylediklerimizi 4-5 yıl sonra tekrar söylemiş olacağız. Siyasi partileri programları, çizgileri ne olursa olsun bizim önümüzde 4 yıl sonra geldiklerinde eğer bizim kentimizin 81 il içerisindeki performansı değişmemiş ise benim için başarı yok demektir.
Yani devletin yaklaşımından, mevcut iktidarın yaklaşımından öte Van adına siyasete soyunanların zafiyetinden kaynaklanan bir durum mu?
Ne yazık ki bu güne kadar bizim siyasi temsilcilerimiz yerel dinamiklerin ortaya koyduğu plan ve projelerin gerisinde kalmıştır. Bu listede yer alacak kişilerin bizden daha etkin, daha dinamik, daha bilinçli ve bizi bir yerden başka bir yere götürebilecek nitelikte olmalıdır.
Devletin ve iktidarın ekonomi politikası masum mu?
Bundan 10 yıl önceki seçimlerde Türkiye’nin kural ve kaidelerin dışında olduğu zamanlarda seçim ekonomileri devreye girerdi. O dönem dezavantajlı iller kısmen de olsa avantaj elde ederdi. Bu fırsatçı bir yaklaşımdır ama şimdi öyle değil. Türkiye’nin hem AB uyum süreci hem uluslar arası ekonomik örgütlerle olan ilişki biçimi artık iktidarların herkesin hissedebileceği seçim ekonomisi yürütmesine imkan sağlamıyor. Seçimlerin demokratik teamüllerinin yürürlüğe girdiği dönemler olsa bile ekonomik olarak hayatımızda hissedilebilir bir fark yaratmıyor, yaratmamalıdır. Düşünün ki mevcut iktidar bir seçim ekonomisi gündeme getirdi ve o dönem para bastı, dolayısıyla bu para karşılıksız basılacak. Bu ülke ekonomisini seçimden sonra daha büyük handikaplara sevk edecektir. Dezavantajlı ilimizin temsiliyeti noktasında iyi kadrolar seçilirse bu bizim ekonomimizi direkt olarak etkiler.
Yerelde iktidar olan ve günümüzde ülke genelinde kabul gören HDP’nin meclise girmeme olasılığı siz sermaye grubunu kaygılandırıyor mu?
Elbette ki kaygılandırır. siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar olmaz. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Kürtler de Türkiyelilik kavramı içerisinde bir toplumsal değişim, dönüşüm yaşıyorlar. Kendilerini de bir siyasi parti şemsiyesi altında örgütlenmiş gibi gösteriyorlar. Bu doğru bir şeydir…
Öyle ise ‘ baraj’ tarafı değilsiniz doğru mu?
Aslında ben baraj fikrine karşı biriyim… Demokrasilerde böyle insanın iradesinin meclislere yansımasını engelleyici bir takım kotalar koymak doğru bir fikir değil…Ancak bunu kaldırmak elimizde değil… Ben HDP’nin barajı aşmasından yanayım. Aşmasının Türkiye demokrasisi açısından önemli bir katkı sağlayacağı düşüncesindeyim.
Hükümetin siyasi tavrı konusunda ne diyeceksiniz?
Ne kadar demokratik açılım o kadar ekonomi, ticaret demektir. Demokrasisi güçlü olan ülkelerde ticaret de, yatırım da, ekonomi de gittikçe artar. Ben Türkiye’nin tüm bölgelerinden daha fazla demokrasiyi, özgürlükleri bu bölgede hayata geçirecek bir strateji geliştirmesinden yanayım.
HDP’ye tavsiyeleriniz ya da önerileriniz olacak mı?
HDP de daha fazla çalışarak barajı aşma yönünde bir irade koyması gerekiyor. Bunu sadece bölgedeki oylarla başarabilmesi mümkün görünmüyor. Bunun için batıda özellikle büyük metropollerde herkesi kucaklayıcı bir siyasal argümanla gerçekleştirebileceğini düşünüyorum. Umarım her parti barajı aşar.
Genel olarak tüm adaylara dair bir söyleminiz olacak mı?
Aday oldukları bölgenin tüm sorun ve sıkıntılarını içselleştirecek samimiyette olması gerektiğini düşünüyorum. Siyaset geçimlilik alan değil, eğer böyle bir algıları varsa bir an önce bundan vazgeçmeliler. Siyaset sorun mekanizmasıdır, bir yönetim sanatıdır. Ama kişisel duygu tatminini ya da toplumsal statüyü elde etme yönünde aday olma temayülünde olan arkadaşlar varsa bir an önce bu düşünceden vazgeçmeliler diye bir öneride bulunabilirim.
Yani bireysellikten öte toplumsal bir ruhla kendilerini kabul ettirmeliler. Doğru mu?
Evet, aynen öyle… Temsil ettikleri halkın menfaatini, ülkesinin menfaatini, kendi kişisel beklentilerinin önünde tutmadıkları sürece başarılı olmaları mümkün değil. Bu arzu ve anlayışla aday adayı olan arkadaşlarımız varsa ya da aday adaylığı kartvizitiyle rant devşirmek için böyle bir anlayışın içine giriyorlarsa bu anlayışta olan insanların bir an önce haddini de bilerek bu işten vazgeçmeleri gerekir.
Sayın başkan Teşekkürler…
Ben teşekkür ederim Başarılar.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.
